Sayfamızda; Sagopa Kajmer Sözleri, Sagopa Kajmer Şarkı Sözleri yer almaktadır.
Yalnızlık Tanrı’nın lütfu.
Anlatsam anlar mısın rapten.
Bakışlardır kainatın sözlüğü.
Hiphop evvel olsa rap sonumdur.
K*hpenin hatrını kahveye gömdüm.
Aşkı anlatanlar aşkı kaybedendi.
sattığın dostuna özrün ölüm olsun.
Hep hazindi günümün son görüntüsü.
İçimdeki duygunun yok muhabbet ortağı.
Onuru zedeler alaya vurulan her doğru.
Diline hakim ol bak sol elimde alyans.
Ey iştahı maymun nefis çekil gıyabımdan.
Yarına salim çıkmak yetmez, yanıldınız.
Affetmek erdemse, unutmamak akıllılıktır.
Şahsıma savurduğun ezik küfürlerle övün!.
Beni buldun, Azrail yap görevin fiil olsun.
Kum saati döner, akan zaman saçlarımı söker.
Suretim şarap misali eskidikce değeri arttı.
Konuştuğum duvarların dili olsa susmaz asla.
Kİm samimi? Kim hakiki?. Bana cevap verin!.
Her neşe, bir içim ve içlenişime direnişim.
Rap sözle gelen sert darbe lirik li beat li.
En kötü zamanlarımda arkadaşımdı yalnızlığım.
Düşüncelerin yüzüne vurmalı. Buna adam gerek!
kalbimde senede kaç kez birisi idam aldı ha!?
Aklım kendine mezar kazabileceğin kadar derin!
Müzik beni götürsün alıp gidebildiği yerlere.
Lan olum bak burası koca denizde iki kaşık tuz.
Perişanlık, pişmanlık çekilmesi en güç dertmiş.
Berduş halim arbedemde yumruklarımı Sagopa Kajmer Sözleri sıvazladı.
İki göz var; biri kuru çöl, öteki su dolu kase.
Kovdukça varır şeytan vardıkça kişner küheylan.
Beni devirmek çok kolaysa tarihinden adımı Sil.
Yumruk yemek istemiyorsan tadını sakla tokadın.
Toprakla aramdaki mesafe kadar hayat değil uzun…
Paranın değeri arttı millet, insan değeri battı.
Dudaklarımda bal yok, oysa tek dilekti mutluluk.
Bir yanlışı iki kez afladım, üç etti elvedaladım.
Rüzgar şiddeti bilmez duvarın ardına saklananlar.
Off.Etti cana tak malesef https://www.neguzelsozler.com yok çaresi yalnızlığın.
Kokuşmuş ruh leşlerinize ruh eşimle ısırık attım.
Bir duada gizli ödülün, bir nazarda saklı hüznün.
Bu dünyada bir gerçek var, inan herşey karşılıklı!
Nursuz bir yüz meyvesiz bir ağaca benzer, gülüver.
Yaşama hakkımı sonuna dek mi kullanmalıyım Tanrım?
Nefsinin dişleri kalmamış seni dişlemekten yazık.
Gelen benimle gelsin, müzik bizi aldı, gidiyoruz!
Akıllarınızda ne Uhud kaldı ne Hendek ne de Bedir.
Tahammülüm ayaklar altında izler minik bir karınca.
Dostun adı var kendi yok ve herkes sadece vatandaş.
Dünyanın ninnisi olmuş sirenler, ya RAB bizi özler.
Kimin önce vurduğundan öte kimin sert olduğu önemli.
Sil adımı baştan yaz kalbine, baş harfi büyük olsun.
Katıksız iyiyi bulana dek mi sürecek tek devamlılık.
Aşkın tepe noktalarına ulaşabilme lüksü güvene bağlı.
Olamadıklarım için üzgünüm beni olduklarımla kabullen.
Korkusuzluk sahipleri neden kemer arkasında silah taşır?
Ne tuhaftır ki,biriniz her zaman şanslı sıfatı aldınız.
DNA’larımı insanoğlu bozdu sanırım burda bir sorun var.
Ben bana kendim için lazımım, hatıram olsun sana şarkım.
Burası misal, ülkesi masal, misali bizler hayal kafilesi.
Kirlenmeden kalabilsem de sıkı tutunup düşmesem olmaz mı?
Değişen doğrulara kalıcı yanlışlar yapmak akıl kârı değil.
sago rapin en kalin ansiklopedisi aç sayfalarımı karıştır.
Gönül kuşunu hangi avcı vurduysa, onun yanına uğurlanırsın.
Hayat bir meyve sepeti kaç çürükle karşılaştım sen hesap et.
Affedilmeyi hak etmesem de Dilimde aynı saatte aynı dualar var.
Hepinizin sago bilgisi yetersiz vitaminlerimle bugune geldiniz.
Ve değerin değeri kalmamış, ve her, yarışta çıkarın adımı önde.
Benim aşka dahil grafigimde çizgiler hep kırıktı, umursamazdım.
Ancak yalanı bilen yalana kanmıyor, Yunus okun yayını geriyor!
Alem bala batar
Ölüm yapar mı hiç rötar?
Bana şaşkın bakıyorlar,
Onları da anlıyorum.
İlişkiler cıvık arkadaşım,
Her balık oltalık.
Öncelerimi dışlar sonralarım, aklım firarda,
Keşfi bekleyen cümleler içindir bütün çabam,
Yaptıklarından sebep yapacaklarına hazırlıklı
Hırçın isen, hırsın sonu varır saçını yolmana.
ufaklığım, sersemim,
Ne bu? Hep hata, hep hata..
Kalp evinin anahtarlığını koyma düşmanın avcuna.
İblis kanıma girmeni üstelerse bilki hile vardır.
Fırçayı elime aldığımda ilkin anılarımı boyarım.
Kim kerizdi?
Belki aklım bir denizdi ben boğuldum.
Ders kitapta bitmez,
Unutma her bir teneffüs 5 dakka
istisnalar kaideyi bozmaz,kuru yanında yaş telaş yapmaz.
Beni seher vakti bekler rahlem,
Feyzlendikçe olalım hemdem.
Kaptanı benim bu geminin
En son ben cikarım yo panik etmeyin
Sen de gel peşimden amma çok çalış,
Duvarda yazmaz her kural.
Hepsi kalsin alemimde,
Sagopa ve Ceza,
Rap için bir pranga…
Kime denk gelmiş ki üzüntüsüzlük,
Ya mutluluk talihlileri kim.
Bulunamaz Sago’nun dengi,
Beni anlaman için gerek biraz bilgi.
Tekbir aldım sözümün evvelinde,
RAP yaparken günaha mı girdim?
Ben kimim ki; bilmemekteyim.
Hayat kızgın boğa ben kırmızı pelerin.
Esaret cehaletten kaynaklanır.
Kedyi merakı, insanı hırsı öldürür.
Vakitsiz ölümlere akıttığım göz yaşlarım için,
sürtük kader utansın.
Bir çoğunuzun sorunu ufak tefek,
Hedefi isabetlersen işe yarar tüfek.
Çocuklarinizi müziklerimle besleyin
Bazen istemeden hislerim gergin…
Sagopa Kajmer 98 çıkışlı.
Sekiz senelik görüşlerim karamsar bakışlı.
Artık Kasva yorgun düştü,
Seher vaktim umut kuşum yine cik cik ötüştü.
Kolaymı,zormu hayatım,
Ummadığım taşlar başımı yarar,
Budur maruzatım.
Kolej parayla,
Yarın dolarla,
Beleş avuçla,
Sözüm bedava,
Tak kulağına.
Kul kulda güven arar, yol yola bağlanır,
Ay güneşten habersiz iş yapmaz.
Bu mecazlardan geçip en hakikiye gidelim,
Cemal-i ba kemale seyredelim..
Ortalarında bir yerlerdeyim ömrün bana göre,
Belki yarına varmam mucize.
MC Sago+ Kaf Kef = Kırık çocuk,
Biz asi yılları gerimizde bıraktık moruk.
Birisi acıyı cekti öteki acıyı servis etti şarkılar
Yazıldı ikisi üzerine
Biri ağlayarak başlar hayata rahmetlen,
Biri veda eder gülmeyi öğrenmeden.
Benim kalemi bir kişi yıktı, kalemimi kırdı,
Sözlükte sevgiliydi anlamı..
Yutkunuyorum…
Fark ediyorum…
İstemezdim böyle olsun, içleniyorum…
Kiminin huzru kiminin derdinden çalıntı,
Benimkisi hayattan bizzat alıntı.
Binlercesine karşı yektim.
İçimdeki sultanın yüzünü görmek ister gözlerim.
Bir prof misali düşüne durdum, düşünce söze düşünce sanırım
Hedefi buldum,
Bunu da yüzüme vurmasınlar,
Aade evde yüzüm asık, dışarda sempatik takıldım.
Zıkkımın haramı boldur,
Toprak öncesi yuttuğun lokma odur,
Sakın, geri çekil.
Samimice kuyu kazanlar, vay azanlar vay,
Aklını başından alır akıllı yalanlar.
Bir yer buldum kendime sessiz,
Kıymet bilmeyene çığlıklar attım, yerli yersiz.
Zaman ellerimde kum gibi dagilir iken,
Yıllar beni tasa çeviren hokkabaz gibi.
Bir anahtar var elimde her kapıyı açar,
İşte kapılar ve işte dışta kalan bizler.
Ayaklar benim yazan kol benim kolum,
Düşünen pay da benim bu treni çeken ray da,
Rüyalarımdaki işaretlerle güne üzgün başladım.
Korkularımı istemeden basledim.
Sen ne biçim bir mevsimsin ısınmam imkansız,
Donmamak neyime titrememek çok zor.
Bilir misin rap için güneş de benim ay da,
Aldım başımı yürüyorum kelle koltukta.
Tekken gülebilmek işin özüdür,
Sen nerden bileceksin hangisi benim son sözümdür.
Ah çocuk ne seyredersin olan bitenleri,ölmemeli umutların.
Gel ve elimi tut!…
Bilirler herşeyi doğru ama niye yürüyüp durular eğri
Çık şu işin içinden çık şimdi
Ben ömürden silemedim: Rap Rabb’ın kadere yazgısı.
Pikaplarıydı Mic’ın çalgısı…?
Ben Sago old school’dan, new school ”hırs”.
Kendinle dalga geç bizden tırs!…
Esefle kınayan MF varya harbiden en güzel tayfa.
Gözlerimle beraber dolar sayfa.
Görüldü şeytanlanmışların tez öldüğü,
Görüldü çocukların böcekler gibi öldürüldüğü.
Aklımdaki mezar bir kişilik değil
Ve sen suçlu değilsin duygular kendini öldürür.
Lan bi sen mi kaldın tek akıllı?
Bu tarla mayınlı ! Ummadığın yer tuzaklı vesselam.
Fani olanı ver ki baki olanı alasın,
Al kibir kibritini ateşle yak beni ve sor bana.
Bak bana dikkatle,
Sence ben militan mıyım,
Sakallarımı yolsam, ahbaplarından mıyım?
Sevgim gerçek olmasaydı ağlayabilir miydim,
Aşkın bende olmasaydı nasıl gülebilirdim.
Seramoni ustası rap yap, bağır!…
Öyle robot dansı yaparım ki kalbimi teneke sanır
Bana ancak dilsiz anlattı dili olanın dile getiremediklerini.
Teşbihte kusur olmaz.
Sabır tüm sıkıntıların anahtarıdır, doğrudur
Düş kırıklıklarım sonucu ruhum yorgundur
Baris degil savasla sahnelerdesin bebeksin,
Hayatta karsima cikan en zavalli doneksin.
Hiç bir kuvvet engel olamamıştı bana ve dilime,
Zincir vurabilir mi kralınız da gelse?
Çıksın artık be kalem tek bir harf çiz bari,
Vaktim olur zayi etme böyle kurma yarını.
Aklımdan geçenleri bir cümleyle anlatabilsem,
Kendimle olan yarışımı kazanabilirdim.
Bu girdabın yokedici döngüsünde yalpalan,
Sinsi sinsi yaklaşandır adını koydum şeytan.
Ortalarda bir etiz alem eli çatal kaşık
Yenir misin kalır mısın budur malum çoklu şık !
Ulaşılacak saadete kaç kapı daha var,
Açtım açtım kapıları girdim bomboş evlere vardım.
Mezar taşları gibi benzer insan insana
Konuşmak istersin de susar bülbüller boğazında
Zaten inancımız olmasa var
olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi?
Yere düşen ekmek kırıntıları,
Senden hesap soracak inadına,
Haram zadesin haram zedesin.
Küçülmemek için büyük konuşman,
Peki neden büyük görünmek için yalan konuşman, anlamam.
Aklım hep kalbimi batmaktan kurtarır.
Kalp yanlışlara düşerek kararır, kapkara olur o.
En güzeli çocukluktu sahip olduğum sıska vücuttu,
Bu çocuğun hayatı ya Rapti ya Hiphoptu.
Ben bir iki şey biliyorum üç-dört şey ekliyorum,
Gerekmez Bana kimselerden gelecek yorum.
Cewapların olmalı,çünkü sorularım vardı !…
Her kekelediğinde yalan sinyallerin yandı.
Sen şahane bir uçurtmasın,
Ben de senin ipinim unutmayasın,
Bensiz söyle ne işe yararsın.
Adım dilden dillere bu şarkı benden senlere,
Kalp buruk gidenlere tutuk çenem sövenlere.
Sago aynı şarkıyı söyleyeli 9 sene olmuş,
Vakit kendini öldürürken sevdiklerim yok olmuş.
ilhamın olayım ilhamsız, tepeye varman imkansız,
Çünkü neden, siz ve sizin gibiler kansız.
Hüzzam Sago’ya nam, buruk sevinç, biraz gam,
Yazılı kağıt dolu masam, olmaz yazan olmasam.
Allah
sana iki göz vermis maksat göresin.
Görmekten yoksun olan gözlere mevla güç versin.
Her satırda çıkarı virgül etme kompozizyona.
Bin zebani tarlasında tek ve son seferdesin..
Yunus Sago mahkumuyla her gün görüştü,
24 saatlik günler onunla hayat bölüştü,
Rap konuştu.
Benden uzakta olsun derdim körpecik çocukken.
Gücümü toplamam gerekti aldanışımı yaşarken.
Aklım koca bi mezarlık,
Gömülen gömülene, unutulan unutulana, kayıplara karışan karışana.
Büyük konuşan insanları, küçülürken gördüm,
Tepeden izleyenleri, yere çakılırken izledim,
Rabbim Sago viran, kimi zaman yalnızlık yaman,
Savursada batıramayacak gemilerimi fırtınan.
Akla karayı ayrıştır, akılsız başın derdi var.
Atar damar attıkça, akıllı olmakta fayda var.
Günah yalan haram adamın suratına tükürtür,
Yanar dağlarının volkanlarını nefsim püskürtür.
Ağzı küf kokan rapçilerin aklını başı taşısın,
Küfür etmektense bırak Sago sayfa boş kalsın.
Dışa kapanıktır başı yavaş açılır dışa ilki,
Ucu sivrildikçe olur sanki ormanda gezen tilki.
Burası benim ilim yerim, kendimle ilgili sorunum varsa,
Bırak doktorum olan “Ben” Uğraşayım.
Hata ve yanlışlarım çırılçıplak, o kadar utanç vericiki!…
Benim böyle olmamam gerekirdi.
Hey ordaki beğenmediysen benim kanalı zapla.
Bizde kabul görmez cahilden gelen afra tafra.
Kuvvet mira uzerine yakisani giymektir
Yakismayani def etmek hobilerimden..
Bu ben demektir!
Benimle sidik yarışı yapan anca kektir,
Bilirsiniz sessiz attin ciftesi deve teper ki pektir.
Kendi anahtarını bulamamışlar,
Senin kilitli kapını söyle nasıl açabilirler,
Onlar açamazlar.
Ne kadar özenle yapılsa da gözüme batar yamalar,
En yakından gelen hücumlar,
Nedir suçum lan?
Terkedilmiş evler kadar yalnız, mevsimsizim.
Calınmayı bekleyen kapı ziliyim, ben isimsizim.
Derdi veren, derdin çözümünü unutur mu hiç?
İsyanın ağızdan çıkmadan girişte yakala ve boğ.
Yola çıkmış yeni yolcuydum,
Ben bu yolda çok mola verdim,
Muhabbete daldım, yolumu uzattım…
O akıllı geçinen uyanıkları, yalnızlıkta gördüm.
Uykuları kaçıranlara, uykusuzlukta buldum,
Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terket,
Uzadıkça kısalan ömre huzur aşısı zerket.
En tatlı yerinde uykumu basar karabasan kabusu,
Güzel cevapların, vardır elbet hain sorusu.
Kahkahalar bugün senin, peki ya bundan sonrası?
Gün geçer ve dost göçer; azdır yandaş sayısı,
Fark edilmez sandığın komik iblis oyunu
Ezelden beridir ona elini veren kaptırmıştır kolunu!..
Ölümü kimler gömmüş hangileri ölümsüzlük şifrelerini çözmüş,
Lan bırakın nedir bu martavallar.
Kaç kafa Kırdınız sert taşlarla ezdiniz sizler?
Kalbinin olduğu yerde boşluk olanlar sizler.
Zaman akıp gittikçe gözlerim daha çok doluyor
Vakit gider gelmez, işte bu canımı çok sıkıyor
Şu içimde yılların bıraktığı atıklar,
Ve bana eşlik eden binlerce ses var kısılmasınlar onlar.
Agresiflik titretirken kalbimin bam telini,
Yeni kapılar kilitlenir ve bende anahtarlar eksik.
Soğukluk içimi ürpertti, damar kanım dondu.
Bu yeniden başlamasından korktuğum kaçıncı sondu?
Hileden uzak bu adama sille vurma yazıktır.
İlle çile mi çekmem lazım? Nurum yüzüme dargındır.
Mızrak uçlu kürdanımı batırıp o kötü gözlere,
Kulaklarımı bardakla tıkadım kıymetsiz sözlere.
Hayat en yakın dostumdur,hep yanımda yürür.
Birgün beni terk etse kemiklerim üzüntüden çürür.
Ben parayla geç tanıştım, çok güzeldi aşık olamadım,
Yine de vardı kalbini çaldığı dostlarım,
Benim kalbim ısrarla cennet kuşatmasında hala,
Ruhum bedeni terke maruz sevap artı günahlarla.
Hey yabancı yolun yarısı 35 der Sıtkı Tarancı!
Korkarım 5 sene sonra saracak içimi derin sancı.
Bana şeytan dansı yaparlar ne cürretle,
Satılmışsın ücretle,
Sana bir şarkı yazdı Sago nefretle.
Maneviyat tek eksiktir, eksikliği maneviden olana,
Şeytan hep kesiktir, bu ne büyük eksikliktir.
Çok zorladım şansımı ve yatıştırdım hırsımı.
Yaşama kafa tutarken kafamı kırdı cadının tılsımı.
Yunus temmuz başı yol sonunda elde çiçek bekler,
Sensiz geçen her gün için kapıma çelenk gönder.
Rahatça sarfedilen yalanlara güvense problem
Alınabilecek en basit önlem paranoyak bir denklem
Bilirim bensiz dostum, iblis dostu, hannas komşusu
Batırdıkça batırır; derindir vesvas kuyusu.
Kanadı olsa hain kedinin, soyu kururdu serçelerin,
Susuz çölde inci bulsa damla arar gözlerin.
Rap hayatını tek parçamla bitiririm YEMİNLİYİM!
Bundan sonraki kariyerinizde esenlikler dilerim.
Belki de günahlarını yıkayacak akıttığın damla yaşlar
Ya da yağmur olup üzerine yağacak haramlar
Parmaklarımı dişledim dostumun son halini görünce,
İnsan farklı bir hale giriyor yaşarken ölünce.
Ben en doğru bildiğim yolu sonuna kadar savundum.
Hasretimin kopmayan iplerine sıkıca tutundum.
Lakayıtın hedefi olursa harcanan bir yığın emek,
İçinde şeytan himayede o sen değilsin o an demek.
Bırak lagalugayı bu laklakın sonu yok lakırdının dozunu kaçıran ahalimin
Biletini kessin abe fanım
Kendini bugüne kaptıranlar kendine kurşun sallayanlardır,
Bu sapanlar baş yarar ki; ilhamlarımdır.
Geç ve köşene otur suskun!
Senin zamanın degiL bu zaman,
Önce konuşmayı öğren sonra kolay kavran.
Ve korku içime hücmederken korkup kaçar cesaret,
Felaket sarsılışımı izler, cesede çevirir esaret.
Rauf, Musavvir. Allah birsin, Azze ve Cellesin,
Biliyorum sen herkeslesin,
Ama en güzeli benlesin.
Kollarım o nankörlerle çetin güreş tutmakta,
Sago gidenlerin gölgelerini koleksiyonuna katmakta.
Akıllı adamın söylemleri yerin 10 kat altına gömülü,
Yazıtlarım kulakta kalıcı, ancak kalem ölümlü.
Hiç bilmediğim bir yerde en çok bildiklerimleyim
Onları silmek isteyenlere karşı muharebelerdeyim
Olması gerken şeylerin adını iyilik yapmak koymuşlar,
Baksana dedelerimiz toprak altında koymuşlar.
Ölümün sessizliğine eşsiz bir seda ile girdim,
Boğulmaktan korktuğun denizin tahmininden derinim.
Yanlızlık Allah’a mahsus, arsızlık kullara,
Kullar kulaktan kulağa gurbet kargosu, her yere teslim.
Yaptığın hatalar kadar büyük olmadın bana anlatma,
Konuştukların kadar küçük olmadın, mini minnacık.
Gönlümün dipte kalan kısmında arşivlenmiş onca yara
Yılan ve akreplerle dolu içinde bulunduğum yuva
Şeytan yoluna girişleri annem keserdi, giremezdim.
Babam için cennet gerekli, ben hep bunu bildim.
Bir tarafta kel oğlanlar diğer yanda mevlânalar,
Eski dosttan düşman olmaz bunlar en büyük yalanlar.
Yalanla beslenen kulaklarıma dilersen köpekçe av kur,
Cihanda üç şey mâneviyse ONUR, HUZUR, GURUR..
Benim müzikten başka hiçbir sığınağım yok ki!
Ben sığınağımda dinlenirken, bomba atan öyle çok ki!
Allah iyiligini versin felek cezani kesmesin,
Kuvvet mira Kalem harp okulundan kovulan ilk emeklisin.
Bir kan pıhtısından oldum yoktur bundan gayrım,
bana sorduğunuz saçma soru için hem evet hem hayırım.
Her yeni gün seni neden boğsun.
Daha önceden yapmadığın hataları yapabilmektenmi korkuyorsun yoksa.?
Çölde kazanılan zaferler hepsi kanla yazılır,
Ahmak olmasaydin insan tüm zaferler dostça kazanılırdı.
Sahte tüfeği kafama dayamış korkmamı bekliyosun,
Düşüncemin geldiği yere git!… Kendine yer kap!…
Ben yürüdükçe kalır izim, bitmek bilmez pembe dizim.
Yüzüm her resimde karanlık, karamsar bir çizim.
Yardım et, bir iğne vur ve sönsün acımın yangını,
Güneş su olsa, yağmur kurusa ayıltamaz bu baygını.
Aşk dudaklarımı kilitlese de kalbimi şair etti.
O senin bildiğin aşklardan Yunus çoktan firar etti.
Elinden tutmasaydi elim Bosborusdan atlayacaktin
Koseye cekilip yaktigin osurunun aleviyle yanacaktin
Ilk basinda kufredersin sonra kan kardesim dersin,
Ne iş? En yakin zamanda bir psikologa gorunmelisin.
Bekledikçe anlamına varırım,
Yunusun ve aheste alırım dem,
Olduğum gibiyim hem göründüğüm gibiyim hem.
Aklınızdan geçenler düşmancıl,
Görmek istediklerim insancıl,
Ay beklerken karşıma çıkar koca bir yıl..
sen dünyalık rüyaların uykusundasın,
Ben dünyalık kabusların bunalımlarındayım,
Sonumuz yakın mesafe.
Çok suçlu tanıdım hepsi konusunda haklıydı.
Umut çocuklarımı bugünlere getirebilmem uzun zaman aldı.
Benim bir kitaptır arkadaşım; muhabbeti yarım kalır
Zaman sanığım olsa; şimdi idâm ederim, adı kalır
Geyik muhabbetine katılsam, söyle dostlarından mıyım,
Nerdeyim, sen nerdesin,
Sen ne boş bir kellesin.
İki tanık var biri dilimdir, biride dürüst kalemim,
İhanet etmez sözüm kağıda ve halim rabba teslim.
Dilini kestiklerim sükut nöbetinde gık çıkarmadan,
Suratsızları kapıdan kovsam girmek ister bacadan.
Birden, birdenbire olup bitiveriyor. Kabus da rüya da aynı.
İkisi de geçiyor, ömür gibi, vakit gibi.
Hoşuma gitmedi hayata kattıkları bu sert aroma,
Düzelebilmek için başvurduğum her tedavinin sonu koma!
Pasa pas verme artist şutunu görelim haydi topa tekme,
Adıma dilin dönmüyorsa bana kısaca kaf kef de..
Tek yatakta üç kişi yatarız,
Bir silahsız kuvvet, iki Mic Check, üç Sagopa Kajmer, Pesimist stylelife
Kursağımda düğümlenir laflar sana içimi açmak istedikçe
Sen ne kadar anlarsın ben anlatmak istesem de?
Tahriklerine aldanma şeytanın, irade muhafızına seslen emret!…
Tuhaf olan iktidarı aklında yok et!…
Şeytan en güzel sözleriyle sırnaşmakta.
Yaşlı çocuk telaşta,göçebe aşklarınızın hatıraları duvarlarda.
Düştüm kalktım boğulup battım çıktım nihayet kara göründü,
Bölüm bölüm bitiyor etaplar ama yarış sürüyor.
Söz ehline itaat et, benim sözüm cevher,
Kalemim olgunluk tahsilinde yalanına var reddim. (var reddim..)
kabullenin diss’inizi diss’im kırar belinizi
Birimiz temsil eder hepimizi tepelerden izler gözüm hepinizi
sudan sebeple kavga çıkaran insanoğlu,
Aklı yordu kötüye, iyiyi yetime terk ettik,
Akibetime zerk ettik…
Ey yolcu dostum ayakların rehberindir,
Senin dostun soğuk esen yellerdir tüm insanlık senin gözünde eldir.
İnanmasanda geçer sayılı zaman, nöbet vaktin dolacak aslan
Sabrın tadı ki acıda olsa; tatlıdır ya meyvan
İki tanık var; biri dilim bir kalemim,
Olanı biteni sindirdim, yeter bana kendi derdim. (kendi derdim..)
Beni Boğmak için bin dereden su getirdiniz..
Hepsini içtim !
Felekle pençeleştim
Anam-babamla helalleştim.
İnsan kadar kendini güvenen bir aciz görmedim,
İnsan kadar nankörünü bahsettiğiniz kedilerde bile görmedim.
İster istemez içimi kemiriyor, dudaklarımdan çıkamayanlar,
Güneşi nasıl gizlersin, kum avuçta durmaz öğren.
hepsi yabancılaşır
Arkadaşlar, mekanlar, fırtınalı aşklar, sevimli yüzler, hatta en mutlu günler,
Hikayeyiz.
Silahımdır sözlerim, silah sesinin götürdüğü yere git,
Orda gözüne çarpar Amerikan özetisi bi dolu sefil it.
Unutma kurşun her gülümsediğinde bir kalp ağlatır
Korkusuzluk sahipleri neden kemer arkasında silah taşır?
Bitsin bitmesi gerekenler,
Varsın gitsin gitmesi icab edenler,
Ya kal ya git Kararsızlık en kötü çözümsüzlük.
Bil de gerisi mühim değil, sevgim sana özel ve saftır,
Bugüne dek işlediğim günaha istirhamım tek bir aftır.
Sen bu şehirde turist gibisin, buranın yerlisiyim ben
Kafamın tasını attırırsan mızrakla derini yüzerim len
Karara varamamak, karar verememek işte bu dert demek,
Neymiş? Doğru karar kendin için verdiğin en büyük emek.
Oysa ölümü bilmiyorsun ölümü bilen yaşama zerre tenezzül etmez,
Ölümü bilen hiç gelir mi Rabbini bilmezlikten.
Bir gün elbet sana da soracaklar
Ne sandın ya ihtimal mi var
Soru gelecek cevap olacak
Zaman alacak intikamımı
Aşık liseli serseri; Seneler önce geçtim ben o dersleri.
En gerekli sözler engerek yılanlarına karşı harpleri,
Biz seninle kardes degilmiydik
Ayni besikte iki kertmeydik
Dün civarda çakılken
Simdi siradan kum bile değiliz.
Derin bir denizin dibine çökmüş bir hazine aşk denen,
Gafilen bir av olur aniden. Bir kalp ve diğeri hükmeden.
Kalp kıran insanları, kalpleri kırılırken izledim,
“Korktuğum Allah’tır.” diyenleri, inançsızlıkta yakaladım.
Kimsecikte çıt yok
Gören dilsizler ve duyan lisansızlar olacak iş değil!
Dolacak olan benim gözüm değil de nedir.
Elmalara kanan Adem, Havva
Türkiye’de gülünüp geçilen iki kahramansa,
Ben tövbemi ettim,
Karnım aç gömün toprağa.
Hayat yokuşu inişli-çıkışlı.
Akıttığım ter karşılığı hakettim alkışı.
Senden önce yağdı saçlarıma cennet kışı.
Vazgeç ahmak bu ne haldir diyorlar,
Lakırdılar sular seller,
Ne varmış canım şu halimde,
İnsan olan halden anlar.
Yine kızarıyor sigarımın ucu,
Görünmüyor hayallerimin ucu bucu,
Haydi ver sevinci hüznü,
Bir bebek gibi kollarıma.
Mikrofonun çaylaklarını kırık bardakla deşerim
Benim adım Yunus, çok tehlikeli sularda yüzerim minnoşum, şekerim
Yakta ver sigarama derdimi anlatayım duman olsun bu rapım,
ben çaresiz avare gezerken, gözyaşlarım yaşlanır oldu.
yaşam mı ben mi bedbahtım?
Sallanırsa da yıkılmaz tahtım.
canım yanar ödün kopar canım, tabularımı kendim yazdım.
Bu gidişin bir sonu var, yakın bitişler,
Dev aynasında yüzüne bakan o hiçler,
Sizden hırslı olacak o yanan ateşler.
Bir gün elbet senin de canın çıkacak,
Ne sandın ya ihtimal mi var,
Günü gelecek tadı varacak,
Ölüm alacak seni buradan.
Bak! Sürmeli Yunus mutsuz, herşey tatsız tuzsuz,
Halim biraz huysuz, yaptıklarım mahsus, çünkü bildiklerim bana mahsus!
Fincan kahvem hatrına saydım,
Bir yudumluk aşkım deli sarhoş,
Komplo orduların gardiyanları,
Neyim var ki rapten gayri?
Hedefim başkalarının da hedefiymiş, neymiş işim zormuş.
Tüm bunları kim uydurmuş. Eğilip nasihat veren ağızlar kokmuş.
Sakladığım sevaplarımla yaşadım,
Faciaların bedelleriyle ağladım, ben anladım,
Karikatür komedya koydum adını buranın,
Baksen şu işe ee mâneviyata saygıda kusura mı kalmış iki hece?
Tepelemesine çık Sago omzuna yüklen kır kalbini ver elime.
İster istemez dilimin ucuna düşüyor, fikrimin çatısına tutunanlar
Dedi maharet nerededir, dedim maharet doğrulu sözdedir
Keşke bilselerdi; herkesin tek hakkı var,
Ömrü altın sepeti sanma, sepete konulan,
En sonunda ruhsuz bir ceset olur sonunda
Aklını gitgide kaybeden insanların arasına karışarak alnını ak tutmak mesele.
Ben geri kaldım onlar sözüm ona fark atmış.
Sonradan anlarsın bu yaptıgın aptallık,
Ah varya o saflık,
Belki senide eder aflık,
Bu maç, bu savaş, bu sevgi tek taraflık.
Eğer ki gönlün benimle olursa Yemen’de bile olsan yanımdasın.
Eğer ki gönlün benimle değilse yanımda bile olsan uzaktasın.
Sözümü kesme girişiminde bulunan herkeseydi radikal argolar,
Söyle ne zaman bitti aşka dair tangolar?
Her işte bir racon var.
Sadece bana bak!
Bana yalan söyleceksen önce gözlerimle anlaş!
Ancak bu komplo beni yıkabilir, dayandığım destekler devrilir.
Siyah saç ak defterle geldin,
Ak saç siyah defterle gidiyorsun.
Sen uyurken Gülistanda ben diken üstüne yatmış acıyorum of!
yumruk yersin yılma kalk, dayan,
bu abi yerle çok sevişti,
düşmek hiç ayıp değil, kalkmasını bil,
ve acele et şu gözyaşını sil.
Ben koca kanatlı beyefendi bir kartalım.
Zeminde tepeye kurşun sıkar onca zalım.
Pençelerimle tutarım, insanlar zalım balım.
Kimileri toprak kokusundan korkmakta neden?
O koku senin kokundur zaten ölümlü beden
Ordan geldin yolun oraya budur ki doğrudur.
Ben doğrumu deştikçe onlar komikmiş gibi gülüyor,
Bilmiyorlar aslında onlar karşımda yavaşça ölüyor,
Sago herşeyi çok net görüyor.
Doğru kelimeyi bulmak isterim sözlük az gelir,
Burdan kaçmak isterim dünya dar gelir,
Olmak istediğim yerleri sadece rüyalar bilir.
Bebekten mezara kulluk, çıktığımız bu zorunlu yolculukta sabır mühim yolluk,
İster inan, ister inanma, yok kalıcılık, var yolculuk.
Dediler Yunus’a bal dudaktan acı kelamlar etme.
Demesi hayli kolay yaşamayanın bu dertle,
Yunus çıkan fırtınada beli kırılan çiçek.
Gel bir de benden benim gözlerimden bak bu dünyaya gördüğün Senin yakasına yapışırdın,
İki tokat atarak kendini uyarmaya çalışırdın.
Yazmaya zorlama ne olur zorla sildiklerimi,
Çünkü artık korku sarmaşıkları sardı fikrimi,
En ihtiyaç anımda bırakıverdiler ellerimi.
yalnızlık ömür boyu zorunlu ders.
Pesimistin siviri dilinin yarısı pers.
Çözümsüz ters-düz edilen tüm denklemler yoruma dayalı ders.
Kendini bulman için bir rehber gördüm,
Yalnız dilsizdi ve sen onu gayet hor gördün.
Bir öğün için 10 ekmek kendine böldün, ben güldüm.
Tanıdığım beş kişiden dördü bana aynı soruyu sorar.
Bunca varlığın rahatlığında neden Sagopa karamsar?
Ne bileyim ben life goes on…
Mevsimler gibisin değişirsin,
ya beni üşütürsün ya yakarsın,
Kendimden her gün parça koparıyorum,
Ama sen bunu nerden bileceksin yavrum.
Aklı maçaya gelen görüntülerde çalmıştınız kalbimi,
Kırmıştım annemi dahi. Bir özür vahi, bir ömür fani,
Ödemem zor bu bedeli ve ebedi.
Çakıllı RAP yolunda bohçasıyla Sagopa Key,
Külle bezenip gülle kandırıldı,
Tüm hayallerim ve sen seyirci,
Zoraki tehşir sahnesinde kör ebe.
Varsa bir duvar dayan, yoksa bir duvar yarat,
Karanlık olduğunda mumdan bir güneş yarat,
Kanatların kırılmasın, umutların nicesi 24 karat,
Tertemizmiş gibi davranmaları ne yüzle,
Yapılacak daha ne var kendini göremeyene iki gözle,
Bütün kalplerin dili tek ve konuştukları aynı lisan.
Odam, evim, rapim, sevgilim hepsi nazarlıklı,
Bu dünyada bir gerçek var, inan herşey karşılıklı,
Bu savaşa dahil olduğundan Sago kendinden utandı.
Yıllar sonra olanlardan ötürü yüzüne tükürürse ufakça bir bebe
Geçmişin kahrı yakar bağrı demedi deme!
İnsanoğlu herşeyi deviremez bir bilekle.
Yaşta değil başında taşıdığın akılla büyü,
Kaldır gözlerinden perdeyi, örtüyü,
Ayırt et harmoniyle, böğürtüyü,
Spatulayla kazı ağzındaki sövüntüyü.
Bana asla dostluktan bahsetme
Kendi inandığın yalanlarla aks etme
İblis her gözün göremediği hain kelle
O kelleler kopmadan var olacaktır hile.
Rabbenamı bir hiç uğru tersledim
Off haşa!…
Bir dilekti vurgun oldu,
Votka redbull ciğere doldu,
Sagopa nadir sarhoş oldu,
Cemre geç de olsa düştü.
Aklımı avla bir gafil kuş gibi mermiye değsin,
Ama bu canımı sakla,başka bir can yok elimde avcumda,
Merhametine dön beni benden çal,
Buna lüzum var.
Onlar evrim dediler bu yaptıklarımız devrim dediler,
Ah zekâsına kedi işeyesi nefer her şey kader,
Bu imtihan bir seferlik bedenin kâğıt kalemin amel.
Actirdin ya kutunu soylettin su Yunus’u,
Diss piriyle aşık atarsan verilir hicvin Kursu,
Unutma Bilgin dingil..
Fazla kurcalarsan Yikilir sago nun tabusu.
Kocaman adam olduğumu düşündügümde aklıma gelir o 4 rakam,
Doğduğum yıldan bu güne geçmiş olan 24’ler 60’lar,
365ler 12 ve 52’ler hayat dramatik bir matematik.
Rabla arana giren şifreyi çöz.
Emeklerin üzerine hasım salar göz.
Dinamitim söz,
Piramidin gölgesindeki sihri çöz,
Soyadımın ilk iki harfi kişiliğim kadar ÖZ.
İşte an geldi, işte o an vazgeçer akrep durur yelkovan,
Konuşamadım, tutunacak güvenli bir dal bulamadım,
Gel insafa, söylenecek sözüm yok,
Gel insafa insafa gel.
Ben güneşi sevdim ama güneş buluta aşık,
Çiçek toprağı sevdi fakat toprak suya aşık,
Kağıt kalemi sever ama kalem ellere aşık,
Yunus Rabbini sever ama Rab habibe aşık.
Bu şehrin ışıkları gün geçtikçe loşlaşmakta,
Erkekler hemcinsinden hoşlanmakta,
Yasaklar izdivaçta, örfe ters düşenler revaçta,
Tavşanların aklı havuçta ne kaldı avuçta?
Sahi anlattıklarımdan çetinmiş her şey
Sahi yaptıklarımdan dahasıymış isteğin
Sahi bildiklerimden farklıymış en gerçekler
Sahi çok zormuş katlanmak zorunda olduklarım
Gülmek iyide, fazla gülüp kalbi karartmam,
Senin yerinde ben olsam, kahkahalarımı abartmam,
Aktaracaklarımı puf kek gibi kabartmam,
Tavşan kanı rengim, emin ol ki demim tam.
Felsefe öğrendim, kalp dünyalarını görmek için,
Tarih öğrendim, katilleri bilmek için,
Matematik öğrendim, ölenleri saymak için,
Edebiyat öğrendim, içimdekini açmak için.
Aşk şarabı alkol sanar kınarlar beni,
Deki; öyleyse Sago başı dönmüş ayyaşın teki,
Manzarayı bilir misin hiç görmediğin yerlerdeki,
Bilmeden konuşmak,
Aptallık değil de ne peki.
Gözüm ağladıkça gamzelerim gülmemekte
Ruhum yıpranmadıkça kalemim hareket etmemekte
Nefesle inşa ettiğim sözüm kulaklarına borçtur
Şeytan güvendiklerimi gömdü. Lan ne iştir ?
Kim aldı vermedi yoksa senden aldıklarını söyle,
Bu dünya gidenlerini tek bir kerede uğurlar,
Merhabası birse hoşça kalı da birdir,
Nedendir bunu hiç anlamazlar platonik âşıklar.
Sana kâfi geleceğini sandığın iki bilekti oysa hayat tek biletti,
Hakkını veremezsen bilet yanardı biterdi,
Kiminin durumu şeytandan beterdi,
Ab’ı hayat içtim sandı içtiği eterdi.
Alfabeyi öğrendim, yazdıklarını bilmek için,
Konuşmayı öğrendim, derdimi anlatabilmek için,
Okumayı öğrendim, cahil kalmamak için,
Dinlemeyi öğrendim, susmayı becerebilmek için.
Siz onları üzdünüz siz onları kapının dışına sürdünüz,
Onları ağlattınız saçlarını dağıttınız rüzgarlara bıraktınız,
Siz bıçaklar sapladınız sessiz olun deyip ağızlarımızı kapadınız.
Dil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür
Tırnaklarını aşındıran, çözemediğin bu kör düğümdür
Üzgünümdür hayli vesselam
Vuslatım gelmez mihman
Beklerim..
Gurbetteyim ne edeyim?
Ey rapin sebepsiz anlamı,
Damarlarımda gezine dur,
Şakaklarımda kan birikmiş,
Ben bi’ cümlelik bir nokta değilim.!
Şiirlerimle gömülecek adım,
Satırlarımda geçmişin,
Tokat izleri..
Öyle nankörsün ki buz dağlarını eritemezsin,
Açık arttırma yapsan bana Rapini yediremezsin,
Rapstarım desen sokak sanatından bihabersin,
Tek bir ihtimal var desem YERLİ YALAKA sensin.
Sago acıyla yoğrulur, kendi yağında kavrulur,
Mutluluğum yavrudur, paranoyak olduğum doğrudur,
Dilim damağımı kurutur, çölde yağmur kurudur,
Sessizliğim konuşur, ben dünyayla boğuşur.
O yaşlı başlarınızı kaldırın!
Ve hem yaşınızdan hem de başlarınızdan utanın!
Sesim sonuna kadar açıldı haydi gelip kısın!
Ben dostlarımın zırhıyımdır istediğiniz kılıcı batırın dayanırım.
İnanç bir tarladır,hedefi olanların sürdüğü.
Gülmek bir mükafattır,ağlayan gözlerin gördüğü.
Ölüm bir karanlıktır,tüm ışıkların söndüğü.
Madalyon 2 taraflıdır ,iyi ve kötünün böldüğü.
Bu güçsüzlülüğe güç yetirmek inan beni aşan bir şey,
Yaptıklarını bilip hala senden caymamak garip bir şey,
Bana dokunma yanımı senle doldurma,
İsteksizce bir teklikle kalmalıyım yalnızca.
Sorularınızın cevaplarını bakışlarımdan bulun..
Silahlarımın acılarını kurşunlarımdan sorun.
Elbiselerin kibir kokulu kalbinin içi fesat dolu,
Fikir – zikir aynı anda bitirir okulu(Aynı anda)
Şükretmeyi öğrendim, nankör olmamak için,
Düşünmeyi öğrendim, düşüncesiz olmamak için,
“Evet” demeyi öğrendim, insanlara şans verebilmek için,
“Hayır” demeyi öğrendim, sonunda üzülmemek için.
Gülmeyi öğrendim, yaşama tutunabilmek için,
Sabretmeyi öğrendim, sonunda pişman olmamak için,
Fizik-kimya öğrendim, silahlarını bilmek için,
Coğrafya öğrendim, bombalanan yerleri bilmek için.
Aç kalmayı öğrendim, tokluğun değerini bilmek için,
Susmayı öğrendim, çok konuşup pişman olmamak için,
Sevgiyi öğrendim, nefrete yenilmemek için,
Dua etmeyi öğrendim, istediklerimi bulmak için.
Hep anlatırdı sevdiklerim; “böyleyken böyle olur”.
Söz söylenir göz dolar, Haziranlar Şubat olur!
İhtimallerimi düşünürüm ve ihmallerimi yoklarım,
İçimden ayrılık şarkıları bestelerim ve söylerim.
Sana neden bahsetmemi istersin_?
Hanım kızların iz bırakmadan yürüdükleri karlı yollardan mı_?
Cemiyet aleminin ayaklarını kapan kapanlardan mı_?
Ortaokul çocuklarının ellerindeki renkli haplardan mı_?
Şu gördüğün her insan için bir rol var, bir rol var,
Ulaşmak istediğin hedef için, bir yol var, bil yol var,
Bitmeyecek sandığın şey için, bir son var, bir son var,
“Varamam oraya” dediğin yer için, bir yön var, bir yön var.
“Olur” demeyi öğrendim, yapabileceklerini görmek için,
“Olmaz” demeyi öğrendim, yapamayacaklarını bildiğim için,
“Şimdi” demeyi öğrendim, şu anın kıymetini bildiğim için,
“Sonra” demeyi öğrendim, her şeyin zamanı var, bildiğim için.
Yani Yunusta iki şahsiyet mi var diyorsunuz ? İki Yunus
İlki yanağına tokadı yiyince ötekini uzatan
İkincisi ise bi yanağına tokatı yiyince karşılığını veren Yunus, öyle mi ?
Hayır. Öyle bir ikililikten söz edilemez.
Yunus tokatta yemez, tokatta atmaz…
Umut nerdesin, yine bittin nerelere gittin ben seni göremeden?
Duvarlar üzerime geldikçe kendime 10 parmaklı bir surat yaptım.
İzimizi takip edersiniz hepiniz, biliniz rehber olur size dilimiz.
Ve yine taşmak isteyen bir veda bulutunun tüm ağırlığı gözlerimde.
Uyuklarken beni yakalayamazsın,kulaklarımı 4 aç yoksa anlayamazsın.
Ufaklıklar arsızlaşmış.Beden saksınızda edep çiçekleriniz sararmış!
Yaradanım râzı gelmiş Rap yazılan yazı bana önüme serilen halı kırmızı.
Ritimler kolondan süzüldükçe ataklardayım,bu Sago bayım,ben Sagopayım.
Yapılan her savaşta bir çıkar ve de imzalanan her barışta bir zarar var.
Sınavın elbet sonu gelir, notuna göre bedelini öderiz bu geçmişin bu kesin.
Beni üzmeden söylemeye Çalıstıklarının hepsi yüzümü mosmor eden sert tokat.
Yelkovan akrebe tam onikide sarıldı yine fakat senin kavuşma anın bilinmezde.
Azimle unutup sadakatle geleceğe emin ol. Başta zor gelir adım atılmış her yol.
Her öğüdüm çeyrek altın her dersim bir tam altın ama bildiklerim paha biçilmez.
94’un kokmuş gangaster rapiyle 10 sene geriye mi taşıycan lan bizi sahte dumbul.
Temelli var oluş hayali, boşunadır vaatleri, sisteminde virüsü saklar her beyin.
İçimde şefini kaybeden bir orkestranın hüznü var, dışımda Charlie Chaplin gülüşü.
İçin içine sığmadığında, taştığında sen senden bariz, hayat durur kalbinle beraber.
Pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar; elleri bazen öldürür, bazen sertçe yakalar.
Dayanmak en zor eylem. Zor durumlar için ayırdı insan hep bilinmiş bir söylem kenara.
İstanbulumda solurum, samsun toprağım, kanımda hiphopım, raple doğanım (Ben yo Sago K)
Her sınavda farklı notlar almanın piskolojisine adım attığımda sanırım ilk okuldaydım.
Belki sana göre ben delirmiş ve sorunluyum, ben senin varmak istediğim o yolun sonuyum!
İki boy aşmış ihanetin ki kat`i yok bahanesi, hayrından umutsuzum getirme bari şerrini.
Ve hepsi aynı yolda yolcu onca bedenin kellesi,meydan önüne dizilecek ve alınacak ifadesi.
Gülmek bir mükafattır ağlayan gözlerin gördüğü. Ölüm bir karanlıktır tüm ışıkların söndüğü.
Güneş soğuk, yağmur sıcaktır ya ferde bazen acını yaşamayanla durmak zaman katliamı zaten.
Çok bildimlik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın, yok derdimlik yaparsan dert görünce saparsın.
Bıkmışım her gün aynı teranelerden ben.Bir-iki yalancı ve sahtekar.Yoldan saptıran imtihanlar
Bu neşenin sonudur elbet derin bi’ baş ağrısı… Kahkahalar bugün senin, peki ya bundan sonrası?
Kuzular için ağlayan kurtlar da vardır hayatta. Elin elinden üstün gelebilir koyduğun kanıtla.
Zoraki savaşa alınanlardı okulu terkedenler ve eli bıçaklı her bebeydi kabusumda raks edenler.
Yalnızlıkla sevişir oldun, karanlık hep zifir ve gökyüzünde güneşin doğum sancılarını bekledin.
Dualar olmasaydı kim kovardı kalleş iblisi? kalbim ak da pak da desen yüzünden yansır pisliğin.
Şimdilerde gözümün içine bakan herkes çıkar peşinde takma ifadeler ardına gizlenmiş tüm fesatlar.
Burası hep yabancı, hep yalancı doldu, çıkmak istiyorum artık dışarı, bırakın gideyim kendimi alıp.
Çok savaştım yazdım olmadı ve kaçtım, rap uzattı elini çekti kulağımı. ‘yaz’ dedi! Emir bir farzdır.
Kimsenin bir kimseden bir farkı yok, çıkar en önde. Kalabalık bir dost listesi, gereksizler tepelerinde.
Yalan silahtı gerçeklerimi gafil avladı; savaşçı savaşa havlu attı. Siz kazandınız, bağışlayın, pes ettim.
Hayat bir bot ve bot çevresi dolu büyük beyaz köpek balığı. Diptekiler iştahla düşünür tepede duran azığı.
Vakit varken tomurcukları topla, zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.
Sizler kimlersiniz ki? Biri diğerinden berbat olan, al birini ve vur ötekine bir farkı yok yine de çok cesur.
Önceden inanırdım ne yazik ki fallara.Onlarla yitirilen sahipsiz yıllara derken “elveda” bir dize daha karala.
Yokluk içinde varlık çeksem de ben tozlu raflarında kaybolup gideceğim bu tarihin, bir imzaya ihtiyacın varsa o da rapimdir.
Birikimlerimiz kısıtlı, arzularımızın ışığı egoizme yansıdı ya da kısıtladık insancıl yanımızı; tokatladık karanlığa mum yakanları.
Sözler bazen bir hazine, bazen dermansız bir dert tipi. Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz; gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz?
Bir kör olsan, yirmi seneni böyle yaşasan. Yirmi birde tanrı gözünü açsa,”nerdeyim ?” ve “kim bu şahsiyetler?” deyip bocalamaz mısın?
Her nefesi soluduğumda hep yektim, bu ücralarda ben benimi kaybettim, ve düşman kelimesinin anlamını arkadaş sıfatını taşıyanlardan öğrendim.
yolumun ortalıkta görünen herkesin adı, yabancı, herkes kendi maskesiyle dolaşır oldu yanıbaşımda, tanımaz oldum yüzleri ve keşkelerle avunur oldum.
Melodrama lirik, pesimistik kalbimden sana, damarına enjekte kuvvetmira şırınga sagopa tek yürek, dilim sert rapim mert, Sahtiyan rapte melankolik pranga.
O gözlerin sulanmasın darbeler yesen de yüreğine affetmek en asil intikam. Varsa bir duvar dayan, yoksa bir duvar yarat. Karanlık olduğunda mumdan bir güneş yarat.
Not: Siz de Sagopa Kajmer Sözleri biliyorsanız yorum bölümünden ekleyebilirsiniz.
En güzel söz ve mesajların yer aldığı sitede bulunmaktasınız.
İnsan var oluş anı itibariyle toprağa ekilen bir tohum gibidir var olur yaşar ve ölür.Bu süreç başlangıcı ve bitimi itibarı ile vicdan ruhunu oluşturduğu taktirde ebediyet kapısından içeri girer! Geliştirilmeyen vicdan yok olmaya mahkumdur!
Bu vicdanı var etmek aslında herşeyden vazgeçmektir kendi varlığından bile vazgeçbiliyorsa insan gerçekten var olmuştur. Örneği çanakkkale.
Vicdan insanın özgürlüğünü belirleyen bir duygudur, ya vazgeçersin yada esir olursun.
Aslında vicdanın sınavı bu gönlün aklına hükmettiği gün özgür olacaksın. Beyinde dolaşıyor şeytanın vesveseleri ben yine de seviyorum herkesi kötü olanı kabul etmedikçe her şey iyi!
Ben ben olduğumdan tarihten beri
Benliğimin beşeriyetindeki hapisaneden terhis oldum.
Benlik aynasını parçaladım özgürlüğümün cennetinde sûkûnetinde can buldum
Medeniyetin sahnesinde.
Her şey güzel olur yada olmaz önemli değil, önemli olan Allah'ın yazdığı gibi olması! Biz kadere iman ettik çok şükür şuurundayım her şeyin. Amacımız iyi bir insan olmak gerisi zaten satılık para verip alıyorsun!
Bu dünyaya herhangi bir yatırım yapmadan geldiniz. Bu nedenle, hayatınızda ne olursa olsun, yine de kazanırsınız.
İnsan prensiplerine sadakatin olduğu yerde, güven olacaktır, güven oluştuğunda, başarı için sosyal ve yaşamsal atmosfer oluşur.
Asrın saadeti gökyüzünde izlediğimiz yıldızlar gibi kaymaya başladı çoktan!
Giden gidene müsadesiz misafirler göçüyor ebediyete el sallamadan gerçekleşen ayrılıklar ebediyen.
Mesele sevmek değil azizim, kime sorsam herkes seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek, kırmadan, dökmeden, yormadan, acıtmadan.
Kendini aramak için dünyaya gelmiş insan,
Niye mutluluğu başka şeylerde arar bilmem.
Kendini bulsa yetecek Aslında o'na!
En güzel ve mükemmel sözleri yazsam da
Seni tüm kalbimle seviyorum,
Daha iyisini yazamam biliyorum!
Her gün kendime şunu söylüyorum
Her şey mükemmel ve daha da
Mükemmel olacak...
Ve bu rüya bitecek diye!
Dürüst ve samimi olmak için bunu bilmek gerek...
Kazanmak ve kaybetmemek için
Seçim şansınız var ise
Her zaman dürüst ve adil olanı seçin,
Kazanan her zaman siz olursunuz..
Kaybetseniz bile...
Ağlamakta bir bakıma cesaret işi,
Eğer kişi günahları için ağlıyor ise
Her gözyaşına sakın inanmayın
Timsahlarda ağlar gözlerini temizlemek için!
Geçmişin hatalarını gelecek değil,
Hatayı yapanlar öder.
Tövbenin kendisi:
Affetmez günahları
Yaradan affeder!