Halide Edib Adıvar Sözleri

Halide Edip Adıvar Sözü
1 yorum

Ölüm nedir? Küçük kız bunları bilmez ve anlayamaz. Annem nerede, diye belki sormuştur, ama ona bir işaretle ufukları göstermişlerdir.

Bu toprak benim toprağım, bu kasaba benim kasabam, bunu sev, bunu muhafaza et, dedi. Bir an kesilen nefesini fısıldar gibi ilave etti:

İnsanoğlu demirden ve çelikten değil, etten ve duygulardan yapılmıştır. Onu gerçek bir makine gibi kullanmak insanlığını öldürmek demektir.

Ne zamana kadar kan, ne zamana kadar meşakkat! Ne zaman bu kadar mebzul akan genç kanı ve gözyaşına mukabil bir avuç toprağımız bize kalacak?

Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!

Yenik düşmüş Türk ordusunun, Makedonya’nın düşman çevresi içinden, aç, susuz ve titreyerek İstanbul’a gelişleri hâlâ kafamda bir kâbus gibi yaşar.

Onda ne kadar serseriliğe, başıboş gezmeye alışkınlık varsa o kadar da birine bağlanmak, birinin malı, kulu olmak ihtiyacı vardı. (Sinekli Bakkal)

Dünya ne garip ne garip bir şeydi. Bazen adam, yirmi üç yaşında birdenbire ne kadar ihtiyar, ne kadar bütün dünyayı kavrayan bir deneyime sahip oluyordu.

Beni,hele Müslüman olmayanların topunun birden cehenneme mahkûm olmaları çok üzerdi.Neden bütün insanlığın paylaşamayacağı rahmetten ben yararlanacaktım?

Beni ona bağlayan kuvvetli nedenlerden biri de belki bana hiç soru sormamasıydı. Çünkü hayatta sorguya çekilmek kadar beni çileden çıkaran bir şey yoktur.

Şuna eminim ki, gençlik için ölüm, yaşlıların, tasavvur edemeyeceği kadar korkunçtur. Ama aynı zamanda gençliği sindirmek ve susturmak aynı derecede zordur.

Hoca Hanım, namus kadının yüzünü açıp açmamasında değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar.

Bir zaman konuşmadılar. Altı seneyi geçen dostlukları, onları bir araya Halide Edib Adıvar Sözleri gelince mutlak lakırdı söylemek mecburiyetini hissettirmeyecek kadar birbirine alıştırmıştı.

İnanıyorum ki, insanları sırf kuru bir adaletle muhakeme etsek, hepimizi belki kapamak lazım gelecek kadar, içimizde tehlikeli temayüller vardır. (Yolpalas Cinayeti)

Milletimizi kurtarabilecek olan şey kolaylıkla elde edilecek bir başarı değildir; ancak manevi kudretimiz, hürriyet aşkımız,hak ve adalet inancımız bizi kurtarabilir.

Ben orada iken tahta tabutlar içinde İstanbul’un ilk istiklal şehitlerini defnetmeye götürüyorlardı. Yere yatıp kan izlerini öpmek istedim. Öyle azim ve güzel bir şeydi ki…

Dostuna, kağıtlar arasında oturan çelimsiz gence diyor ki: Sen git aşkımı sevgiliye söyle, sen kitaplar ve kağıtların dilinden anlıyorsun, yanık şeyler söyle, beni istesin.

Esasen kendimi bildim bileli yatağa yatmadan Yattım sağıma, döndüm soluma, sığındım Süphan’ıma, hep şu melekler şahit olsun dinime, imanıma cümlesini tekrarlamayı öğrenmiştim.

Dünya sahnesine insanların girişini, şiddetli bir nefret duymadan seyretmek elde değildir. https://www.neguzelsozler.com Çünkü insanların birbirlerine yaptıkları kötülük doğanın yaptığından çok daha üstündür.

Kalbimde hep bahar akşamlarının okşayıcı, dinlendirici sessiz ışıkları, kokuları var! Ne kalbi parça parça eden ihtiras rüzgarları ne de ruhu yakan ateşler! Ben çok, çok mesudum!

Sevmeyi, sevilen şeye tek başına sahip çıkmak gibi telakki etmek ne vahşi bir şeydi. Aşık bir esirci mi? Dünyadaki servet, güzellik, sevgiler ve sevgililer herkese yeter, herkesin hakkı…

@UmutsuzVaka 6 yıl önce

Ve bir anda hayallerin alt üst oldu değil mi! Yalnızlığa alış, kefen bile bir kişilik.

Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş bulunuyorsunuz. Daha fazla bilgi için tıklayınız