Halit Ziya Uşaklıgil Sözleri

Halit Ziya Uşaklıgil Alıntılar
0 yorum

Sayfamızda Halit Ziya Uşaklıgil Sözleri ve Alıntılar yer almaktadır.

Herkes konuşuyor, hiç kimse dinlemiyordu.

Ümit var mı? diyordu, tabip cevap verdi:
– Ümit ne vakit kesilir?

Bir boşluk içindeyim ki orada yalnız kendi acılarımı duyuyorum.

Acaba acıkmadan yiyenler gibi, çalışmadan yaşayanlar da var mıdır?

Demek hayat dedikleri şey sonuna kadar müthiş darbeler toplamakla geçecek.

İnsanlar hayattan, tiyatro sahnesinden geçen sanatçılar gibi geçmelidirler.!

Şimdi ben burada yeisimle zehirlenirken o yukarıda yine bahtiyarlığından gülüyor.

Dert ve felaket insanları en çok umuda sarıldıkları zamanda hırpalamaktan zevk alır.

Ah! O son uyku! Onu nasıl özlüyor , nasıl sefil ömrünün en mesut bir neticesi olarak bekliyordu.

Bir şey iki türlü sevilir: Son derece şiddet-i hissiyatla yahut metin ve kuvvetli bir muhakemeyle.!

İnsan bedbahtlığının, bahtiyarlığının mucididir (insan mutsuzluğunun da mutluluğunun da oluşturucusudur.)

Genç kızların hissiyatı kelebeklerin kanatlarına benzer.En hafif bir temas onları cerihadar etmeye kafidir.!

İnsan keder ve sevinç zamanlarında yüreğinin katlanabileceğinden fazlasını, başka bir yürekle paylaşmak ister.

İnsan, üzüntülü ve sevinçli zamanlarında, kalbinin dayanamayacağından fazlasını duyarlı bir kalple bölüşmek ister….

Ağlamak henüz tamamıyla umutsuz olmadığımızı, henüz umutsuzluğumuz içinde bir arzuya sahip olduğumuzu göstermez mi.?

Cinayeti kaldırmak, savaşı yok etmek, fakirliği, yoksulluğu kaldırmak mümkün mü?İstediğiniz kadar ağlayınız. Fayda? Hiç.!

Hayata yırtmaktan ziyade sevmek; fakat sevmekten evvel sevilmek için gelmişe benzer nazenin bir edanın baygınlıkları vardı.

Çocuklukta hep böyle değil midir? Hatıralar hava ve zaman tesiriyle Halit Ziya Uşaklıgil Sözleri yıpranmış, delik deşik olmuş bir sahife şeklinde kalır.

Refik Halit Karay Sözleri

Sayfamızda Refik Halit Karay Sözleri, Refik Halit Karay Alıntıları yer almaktadır.  Büyük başın a

Bir matemin acısı altında ezilip kalan kalplere kuvvet vermek için hayat vazifelerinin hakim sedası kadar etkili şey olamaz.

Hayatta ölümlerin en korkuncu, içinde yaşadıktan sonra o zamana kadar mahvedilen yaşama isteğinin uyandığı bir sırada ölmek.!

İnsanın hayatında mutlu geçen dakikaları ne kadar azdır.O dakikalar da mahiyeti anlaşılmayarak bir sarhoşluk hali içinde geçer.!

İnsanlar tuhaftır. Fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.

Öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mavi ve her zaman mavi; aşağı siyah her zaman siyah. Bir şey ki mavi ve siyah olsun.

Onun alemi; işte şu yavaş yavaş açılan beyninin içinde, mai bir sema, o mai semanın içinde birçok gülümseyen ümit yıldızlarından ibaretti.!

İnsanlar ne kadar büyürlerse büyüsünler, ne kadar ihtiyar olurlarsa olsunlar yine https://www.neguzelsozler.com bazı dakikalar vardır ki annelerine sokularak çocuk olmak isterler.

Bir kadın bir kere uçurumlardan yuvarlanmaya başladı mı artık düşüşüne son verecek nokta yoktur, ne kadar aşağı düşerse düşecek yerleri o kadar çoğalır.

İnsan emellerini tekzip eden (arzularını yalanlayan) şeyleri istediği şekilde tevile (farklı yorumlamaya çalışarak) kendisini daima arzuları içinde oyalamakla gecikir.

Bana öyle geliyor ki seni bu kadar perişan eden şey çalışmaktan korku değildir, hayatın henüz bilmediğin bir şeyine biraz vaktinden önce rastlamandır. Yalnız bundan ibaret.

Aman Yarabbi.! Sevmek bu muydu.? İnsanı sanki bir mengene içinde sıkıp da birisinin ayakları altına ezik, bitik, can çekişerek atmak isteyene bu öldürücü şey, sevmek bu muydu.?

Beni sormayınız, ben her yerde eğlenirim, hatta bir mahalle kahvesinde bile. Beni incelemeler yapmaya uygun bir yere götürünüz, kâfidir, saatlerce oturayım, beni düşündürecek şeyler bulurum.

Ve evrenin bu son gecesinin tek seyircisi olarak, bütün o karların altında donmuş manzaraların kenarında kendisini görüyordu; bir kişi, bu ölmüş evrenin içinde yapayalnız! Şimdi de böyle değil miydi? Yapayalnız.?

Ah.! Zavallı hırpalanmış, ezilmiş hayat.!. Mai bir gece ile siyah bir gece arasında geçen şu nasipsiz, bahtsız ömür.!. Bir elmas yağmuru altında gelişerek, şimdi bir siyah inci yağmurunun altında gömülen o emel çiçekleri.!

İlk yorumu sen yapmak ister misin

Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş bulunuyorsunuz. Daha fazla bilgi için tıklayınız