Elif Şafak Sözleri

Elif Şafak Alıntılar
45 yorum

Zaten aşk dediğin, ardında ne olduğuna kimsenin akıl sır erdiremediği kadife bir esrar perdesidir. ( Elif Şafak – Firarperest )

Sadece iki şey bakidir, derdi hizmetkarlar. Bir, Sibiryalı Taras, bir de Osmanlı saltanatıdır. Gerisi fanidir. ( Elif Şafak – Ustam ve Ben )

“Sokakta oyun oynamayan, evde kitap okumayan çocukların hayal güçleri nasıl gelişebilir?” diye devam etti Sakız Sardunya. ( Elif Şafak – Sakız Sardunya )

Aşk gibiydi okumak da….Neden, nasıl müptelası olduğunu, bilen zaten gayet iyi bilirdi, bilmeyene de anlatamazdın bir türlü…. ( Elif Şafak – Ustam ve Ben )

Kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin, kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan? Kaç olunca çok, kaçta kalınca azdı rakamlar? ( Elif Şafak – Mahrem )

Bizler hal ehliyiz. Kalp ehliyiz. Aşk ehliyiz. Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız şeriat üste sabit, bir ayağımızla yetmiş iki milleti devrederiz. ( Elif Şafak – Aşk )

Zira aşk iktidarı sever. Bu sebeptendir ki başkalarına ölümüne âşık olabiliriz ama bize ölümüne âşık olanları içten içe küçümser, öteleriz. ( Elif Şafak – Baba ve Piç )

Belki de insan bir şeye ne kadar yakınsa o kadar az görebiliyordu.Yıldızlar gibi hayatın hakikatlerini keşfedebilmek için de mesafe gerekiyordu. (Elif Şafak – Ustam ve Ben)

Hissettin, ama hatırlamazsın.Nesnenin tabiatında var. Geçen sefer ne çektiğimizi unuturuz. Gene analar gibi… Fakat bazı doğumlar daha zordur tabii. (Elif Şafak – Ustam ve Ben)

Kim gerçek yabancı; bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi yoksa kendi ülkesinde bir yabancı hayatı sürüp ait olacak başka bir yeri de olmayan mı? (Elif Şafak – Araf)

Birinin korkulardan, evhamlardan bahsettiğini dinlemen onu esnerken seyretmeye benzer. Daha onunkiler bitmeden bir bakarsın sen kendininkileri saymaya başlamışsın. (Elif Şafak – Araf)

Neredeyse şafak vaktiydi, geceyle gündüz arasındaki o tekinsiz eşiğe ramak kala. Hala mümkün avuntu bulmak rüyalarda ama onları sil baştan inşa etmek için artık çok geç… (Elif Şafak – Baba ve Piç)

Kanat çırpan kuşlara bakın. Kanatlarının nasıl hareket ettiğine dikkat buyurun, bir aşağı bir yukarı. Bir hüzün, bir saadet. Böyledir hayat. Hoş bir kararda, ahenk içinde, dengede… (Elif Şafak – Aşk)

“…sahi YARİM ne güzel kelimeydi.Ağızda akide şekeri. YARİM der sonra bir es verir, gayriihtiyarı susardın. Söyleyecek söz kalmazdı ardından. Tek başına kaç cümleye bedeldi…” (Elif Şafak – Firarperest)

Aşık olmayana aşk kuru bir kelimeden ibaret. Yarı palavra, yarı safsata. Aşık olmayan bunu anlayamaz, olansa anlatamaz. Öyleyse nasıl söze dökülebilir aşk, kelimelerin hükmünü yitirdiği yerde? (Elif Şafak – Aşk)

Dostların arasında olmak çöl ortasında kendini yemyeşil bir vahada bulmak gibidir. Kuruyan dilin suya doyar, daralan yüreğin ferahlar, içindeki karamsarlık sisi perde perde kalkar. Dost umut demektir… (Elif Şafak – Firarperest)

Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir aşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. (Elif Şafak – İskender)

“Evrendeki her cisim, ne kadar albenisiz ya da ehemmiyetsiz görünürse görünsün, bir başka şeye yanıt olsun diye yaratılmıştı. Derdin olduğu yerde deva da vardı, üstelik şaşırtıcı yakınlıkta. Mesele görebilmekti.” (Elif Şafak – İskender)

Endişe ediyorum, evet, ”iyi de onlar…” diye başlayan ve sarpa saran cümlelerden.Hep ama hep kabahati öteki tarafa mal Elif Şafak Sözleri etmemizden ve ilk adımın oradan gelmesini beklerken bir çıkmaz sokakta sıkışıp kalma ihtimalimizden. (Elif Şafak – Şemspare)

Ne tuhaf. Bizi koruyan kollayan insanlar vardır etrafımızda. Hiç fark etmesek de onlar oradadır daima. Karşılık ya da minnet beklemeden, sadakatle, sevgiyle, sessizce… Nice sonra anlarız kıymetlerini. Hep geç kalırız teşekkür etmekte… (Elif Şafak – Ustam ve Ben)

Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milad demektir. Şayet “aşktan önce” ve “aşktan sonra” aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir! ( Elif Şafak – Aşk )

Kimse “Ben şöyleyim, ben böyleyim” dememeliydi fazla. Belki de her insanın içinde hiç tanımadığı biri gizliydi. En sıkıntılı, en beklenmedik anlarda çıkıveriyordu… Sadece tepemizdeki sema değil, aslında tek tek her insan koca bir muammaydı. (Elif Şafak – Ustam ve Ben)

 

Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp ayni olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir… (Elif Şafak – Aşk)

Nedendir açılıvermemiz birden bire hiç tanımadığımız bir insana? Nedendir dile getirmemiz daha evvel kimselere söylemediklerimizi, başkasına değil de, tek ona? Kalbimizi gümüş tepsi içinde ikram edercesine bir yabancıya göstermemize sebep nedir? (Elif Şafak – Ustam ve Ben)

Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk emanet bir oyuncaktan ibarettir. Kimisi o kadar ciddiye alır ki oyuncağını ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz kurcalar oyuncağı, kırar parçalar. Ya aşırı kıymet verir ya kıymet vermez… (Elif Şafak – Aşk)

Uzakları yakın, olmazları olur eden bir efsun aşk. İnsana tükürdüğünü afiyetle yalatan, ettiği tüm büyük lafları bir bir hatırlatan, bileğinden kavradı https://www.neguzelsozler.com mı sarsan, sarstı mı bırakmayan bir yudumcuk efsun. Aşk bir kimyasal bileşim. Formülünde esrar var. (Elif Şafak – Siyah Süt)

Hâyâl, şeftali yanaklı bir genç kız. Bir su perisi kadar cazibeli, bir su perisi gibi aldatıcı. Kucaklamaya kalksan, kayar gider ellerinden. Tutamazsın. Hakikat ise beli bükülmüş, dişleri dökülmüş, kamburu çıkmış bir acuze. Kolay kolay suratına bakamazsın. (Elif Şafak – Siyah Süt)

İşte bunu anlamıyordu Sakız Sardunya. O da seviyordu TV seyretmeyi. Beğendiği filmler, diziler, çizgi filmler vardı. Ama “beynini boşaltmak” istemiyordu. Annesi bu lafı ettiğinden beri, beynine bir şey olur diye korkusundan daha az TV seyrediyordu. Ne olur ne olmaz. Beyni insana lazımdı. (Elif Şafak – Sakız Sardunya)

Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, “ne yapalım kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin… (Elif Şafak – Aşk)

Şimdi tek istediğim nefes alabilmek, ötesinde yok gözüm. Kaçmak da mümkün buradan elbette ama benim istediğim kaçmak değil ki. Ne varmayı arzuladığım bir öte diyar, ne de bir yerlerde bıraktığım kayıp bir cennetim var. Sadece çıkmak istiyorum. Çıkmak da değil, çıkabilmek. Ben o ihtimali seviyorum. Seçeneğim olmasını, kapının aralık kalmasını… (Elif Şafak – Med-Cezir)

Bir insanı haftada yedi gün, günde yirmi dört saat aynı şekilde, hiçbir iniş çıkış yaşamadan sevmek mümkün mü? Hele seneler boyu… Mümkün değilse şayet neden bu kadar zorlanıyoruz sevdiğimiz insanları, sevmediğimiz anlar hatta günler olduğunu kabul etmekte.Keşke söyleyebilsek dürüstçe: ”Seni seviyorum ama şu anda değil.Seni görmek istiyorum ama bugün değil.” ( Elif Şafak – Şemspare )

Burası benim şehrim. İstanbul’da doğdum, burada büyüdüm. Ailemin bu şehirdeki tarihi en azından beş yüz yıl geriye gidiyor. İstanbullu Ermeniler İstanbul’a aittir, İstanbul’lu Türkler, Kürtler, Rumlar ve Yahudiler gibi. Bir zamanlar birlikte yaşamayı başarmıştık, sonra çok kötü çuvalladık. Şimdi tekrar öğrenmeliyiz kozmopolitliği. Bir daha çuvallama şansımız yok. (Elif Şafak – Baba ve Piç)

Sevdiklerimize verdiğimiz zararın bilincinde miyiz ? Keşke ara ara kapsamlı bir tadilata girişsek benliğimizde. Keşke daha fazla ertelemeden ve samimiyetle bakabilsek içimize. Oradaki yanlışları, hırsları, kabuk tutmuş yaraları, tamahkarlıkları tek tek bulup ayıklayabilsek. Bir tabela assak : ” Sevdiklerime verdiğim zarar için özür diliyorum. Şu anda tadilat halindeyim, yenileniyorum…” (Elif Şafak – Şemspare)

Şimdi önünde iki seçenek var. Ya atlayacaksın denize, dalgaları filan unutup, sen de bir katre olacaksın onun içinde. Ya da kıyıda oturup, bekleyeceksin. Dalgaların kıyıya vurup, parçalanmasını seyreyleyeceksin. O zaman da onlar birer katre olacak gözlerinin önünde. İki türlü yaşanır hayat eğer bir şeye benzeyecekse. Ya kendini yok edeceksin hayatın içinde, ya da hayatını yok edeceksin kendinde. (Elif Şafak – Bit Palas)

Yirmi Yedinci Kural: Bu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Eġer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır. Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse, dünya değişir. (Elif Şafak – Aşk)

Kendimdeki değişimi seyrediyorum. Aşık olmanın bir mucizeye inanmaya benzediğini düşünmeye başladım. Aşk ta beklentiler ve inançlar ile ilgili. İnsan kendisi için hala kurtuluş ümidi olduğuna ve günün birinde özel birinin bunu mümkün kılacağına inanıyor. Bir mucize özlemi değil mi bu? Bu dünyadan fazla bir şey beklememen gerektiğini bilsen de içindeki bir şey diretiyor… Umut etmeyi sürdürüyor… Sevdiğin kişinin seni seveceğini umut etmeyi. (Elif Şafak – Araf)

Bir uçan balonum ben. Sönüyorum şimdi. Havalandıkça hava kaçırıyorum. İçime aldığım havayı, içine karıştığım hayata veriyorum. Gövdem, üzerine inen sineklikten kıl payı kurtulup sersemlemiş bir sinek gibi vızırdaya vızırdaya, bir oraya bir buraya savruluyor havada. Eğer aşağıda bana bakan bir yalnız-çocuk varsa şu anda, gözden kaybolmak üzere olduğumum farkındadır herhalde. Ama zaten bu kadar seyretmek yeter. Zaten daha fazla görülmek istemem çünkü mahremdir hayat. Ve mahrem olan her şey gibi, bazı bazı ırak kalabilmelidir gözden, gözlerden. (Elif Şafak – Mahrem)

Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah’ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın / bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür. ( Elif Şafak – Aşk )

Gözbebeği: insanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. uzağın payına karanlık düşer. zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez. aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır. aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka ‘gözbebeğim!’ diye hitap edilir. (Elif Şafak – Mahrem)

Benzer Konular
@isimsiz 4 yıl önce

Önce aklını geliştir, sonra beni eleştir.

@Isa korkmaz 4 yıl önce

Tekrarı yoktur bazı şeylerin... Hayat gibi.. Aşk gibi.. Ömür gibi..

@Ramazan 6 yıl önce

Sevdiğimiz kadar sevseydik böyle olmazdık.

@Ramazan 6 yıl önce

Seni unutamayacağımı biliyorsun bari alışabilmem için zaman ver.

@Şule Buse 6 yıl önce

En zoru da; yüreğinde söyIeyemeyeceğin sözIerin kaImasıdır..

@Yasmin 7 yıl önce

Ne seni unutacak kadar zaman geçecek... nede geçen zaman seni unutturmaya yetecek... Bırakıp gittim diye unuttum sanma. Zaman, alışmayı öğretir, unutmayı asla!

@Konyali_sair 7 yıl önce

Özlemler içinde uykuların haram olmasıdır sevmek,
Matemini tuttuğum sensizliğin gölgesinde,
En dipsiz köşelere kazımıştım senin her şeyini,
Resimlerle avunurken sabır çekmekteyim şimdi...
Instagram--konyali_sair

@Gölge 7 yıl önce

Sevebileceğim birine benziyordun dedi, olsun dedim sende insana benziyordun...

@Ahmet 7 yıl önce

Belkide ailen beni kabul etmeyecek, durmadan gözlerin niye doluyor, bana bakınca sebep seni kaybedeceğim gerçeği.

@İlknur 7 yıl önce

İnsan sevdiğini Allaha emanet ederse onu bir daha görmeden ölemezmiş, öyleyse Allaha emanet ol.

@Ezel 7 yıl önce

Bilirsin kimseye eyvallahım yok!!
Allah'a emanetsin.

@Hüseyin Uğur Yazıcı 7 yıl önce

Arkam sandıklarım arkamda taşıďıklarımmış.

@Ysf 7 yıl önce

Şiirden mi çıktın geldin?
Üstün başın aşk senin.

@Ferhat Tekin 7 yıl önce

İhtiyacım olan tek şey olay yeri inceleme!

@İrem 7 yıl önce

Sonra bir kitapta ismin geçti çeviremedim sayfayı??

@Nihal 7 yıl önce

Benim yazdığım bir söz "Kalp inanmak için sevgi ister, gönülse merhamet ve huzur, insanlıksa herkeste kolay kolay olmayan yürek ister.

@Kaan 8 yıl önce

Necip Fazıl'dan iyi şair ve söz yazarı tanımıyorum tanıyamam da zaten.

@Kaan 8 yıl önce

Hayatta iki gerçek vardır, biri aşk, biri ölüm..

@Zefegame 8 yıl önce

Sakız sardunya isimli kitabındaki sözlerine bakın:
1- Bu hayatta kolay diye bir şey yoktur. Elinden geleni yapabilmek vardır.
2- İnsan her oyununda bir şeyler öğrenir. Kaybetse bile.. O zaman her oyunda da kaybetmek diye bir şey yoktur. çünkü yeni şeyler öğrenmek değerli bir kazanımdır...

@Tatlıkız 8 yıl önce

Katılıyorum . Harika.


Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş bulunuyorsunuz. Daha fazla bilgi için tıklayınız