Sayfamızda Neyzen Tevfik Sözleri ve Neyzen Tevfik Şiirleri yer almaktadır.
Yok olmadan var olmanın yolu yok.
Rakı, şarap içiyorsam sana ne
Yoksa sana bir zararım içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer
İçsen de tükenir içmesen de
Bu yüzden hayattan tatlı almaya bak.
Çünkü yaşaşan da bitecek yaşamasan da.
Öleceğiz birgün, gömecekler.
Bikaç gün ovecekler,
Sonra kalan malını bölecekler;
Hatta memnun kalmayıp üstüne birde sövecekler.
İyi bak kabına, olmasın delik,
Boşuna taşırsın, gider gündelik.
Anında olmalı, ettiğin iyilik,
Alem duysun diye, inayet etme.
Hayat üç buçukla dört arasındadır;
Ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın..
Beni şimdiye kadar bir kişi anladı.
O da yanlış anladı.
Hayat içi su dolu bir fıçıya benzer.
Bu suyu birden içsen de biter,
Yavaş yavaş içsen de biter.
Bazı insanları sebepsiz seversin.
Bazılarına bin sebep arar,
Yine sevemezsin.
Bulamazsın cevherimi bir kânda
Gömülüyüm bir mukaddes nihânda
Gönlümdeki ışığımla bir anda
Yüz bin Leylâ sever bıkar geçerim.
Deli gönül, neyi özler durursun?
Acınacak dostun, cananın mı var?
Dünya yansa yorganım yok içinde,
Harap olmuş evin, dükkanın mı var?
Sermedi bir iştialin şule fanisiyim.
Türk’e ait ülkenin feryadı ruhanisiyim.
Aldığım kafi bana Gazi ekberden nasip.
Gölgesinde mabedi vicdanımın banisiyim..
Yüksek mevki çok oldu gözümden düşeli,
Bunların hiçliğini ben bilerek öğrendim.
Şimdi de kalmadı nakdin nazarımda kadri,
Kirli ellerde görünce, paradan iğrendim.
Hemdem olmuş “ney”le “mey” bezm-i ezelde, iftirak
Bir zaman çektirmedim ben bunlara hiç iştiyak.
Ne şeriat, ne tarikat, ne hakikat, ne türe,
Süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre
Cahilin korku kokan defterini Tanrı düre!
Ma’rifet mahkemesinde verilen hükme göre,
Cennet iflas eder, efsane-i Adem de geçer.
Kâbe’den maksadın varmaktır yâra,
Kör gibi tapınma, kara duvara,
Hızır’ı ararsan kendinde ara,
Bulamadım gibi rezalet etme.
Bir adet mısraı kâfidir berây-ı intikam,
Melanetle ettirir ta haşre dek ibka-yı nam.
Kurtuluş yoktur elinden olmadıkça tövbekâr,
Öyle mübrem bir beladır ki cehennemden çıkar.
Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi,
Çağlayan göz Neyzen Tevfik Sözleri yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi?
Bilinsin ya Adem nasıl kovuldu?
Hem ilk oğlu katlolundu, boğuldu.
Sanki çile çekmek için doğuldu,
Bu belaya karşı duran olmadı.
Çıkmıyor bir an ciğerden derd-i sevda hançeri
Pençe-i aşkın esiri olduğum günden beri
Ta süveyda-yı dilimde hicr-i yârin ahgeri
Ol kadar yandım; yakıldım unuttum her yeri
Hacc-ı Ekber’se muradın, kalbini eyle tavaf.
Varsa cürmün, bilmemektir kendini, et itiraf.
İtimadım belki kalmıştır diye insanlığa,
Günde bin bir kerre şeytan kalbimi yoklar benim.
Hak ve batıl adamın mirat-ı vicdanındadır
Hadd-i meşruu aceb bilmez mi ehl-i irtikab
Kendi nefsinden hayâ eyler faziletkâr olan
Bir cezadır, adeta erbab-ı namusa hicab
Kader, zaman, keder, hicran yoldaşım,
Dertli ırmak oldum, akar geçerim.
Şüphemin dalgaları her dini boğdu, aştı, Bazı insanları sebepsiz seversin. Ne meyle, ne neva-yı neyle şimdi, Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler; Kim demiştir kanun alınmıştır ayak altına, Felsefemdir kitab-ı imânım, Gözünü aç daha meydan var iken, Girmedim ya kapısından baktım, Bî-namaz deyip beni Hak’dan uzak gören, Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır. Hayliden hayli kalınlaştı yobazlık yeniden, Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler; Çok şükür bütün gayretime rağmen fısıltıyla konuşup haykırdığını zannedenler kadar cesur; yüzlerine maske takıp emek, fikir, ad ve haysiyet hırsızlığı yapanlar kadar medeni bir insan olamadım. İkinci Meşrutiyet döneminde nazırlığa getirilen bir zat, çok geçmeden yeğeninin vali olarak atanmasını sağlar. Neyzen Tevfik’e bir muharrir yazacağı romanı anlatıyordu. Dini bütün geçinen bir dostu Neyzen Tevfik’e sorar: Neyzen, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın? Hemşehrimiz Fahrettin Kerim Gökay, Neyzen Tevfik, iki gözü de görmeyen bir tanıdığına rastlar. Neyzen Tevfik bir gün Cami’de Hoca’nın vaazını dinler. Hoca cemaate herkesin dinin gereklerini yerine getirmesi gerektiğini, cennette herkese çok güzel huriler verileceğinden ve bu hurilerle ne yapmak isterlerse yapabileceklerini anlatır. Ertesi gün ki vaazda Neyzen Hocaya sorar:
/>
Gönlümün yolları gittikçe karanlıklaştı.
Bazılarına bin https://www.neguzelsozler.com sebep arar, yine sevemezsin.
Gönül eğlenmiyor bir şeyle şimdi.
Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler…
Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
“Bizdeki kayda göre, şimdi o meb’us!” dediler…
Böyle bir halin vukuunda hamiyyet çiğnenir.
Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede,
Kaldırım olmazsa kanun-ı hükûmet çiğnenir.
Taparım kendi rûhumun sesine.
Secde eyler hâkikatim her ân,
Kalbimin âteş-i mukaddesine.
Dizginin canbaz elinde Neyzen!
Cennet’i at pazarı sandım ben.
Sığmaz senin hayâline mihrâb ü mübrem.
Sen sade beş vakitte ararsın Allahını,
Ben her zaman onunla emîn ol beraberim.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,
Kürsî-i liyakat aaaaaaaa, p*şt olanandır!
Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü.
Kara bir kinle taassub pusudan çıktı yine,
Yurdu şâhâne cehâlet yeni baştan bürüdü.
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler…
Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
Bizdeki kayda göre, şimdi o meb’us! dediler…NEYZEN TEVFİK HAZIR CEVAPLAR:
Karşılaştıklarında, Neyzen:
– Maşallah, kardeşinizin oğlu tıpkı fasulyeye benziyor.
+ Genç yasta vali oldu, neden fasulyeye benzesin?
– İşte bende onun için benzetiyorum ya. Fasulye de sırığa sarılarak büyür.
Sonuna gelince Neyzen yüzünü buruşturdu:
– Bu mevzuyu beğenmedim !
+ Öyle amma, siz hiç roman yazmadınız. Nasıl fikir yürütüyorsunuz ?!.
Neyzen Tevfik kızdı:
– Ben yumurtanın da iyisini, bayatını anlarım. Fakat hiç yumurtlamadım.
– “Beni tanırsın. Cennetin anahtarı sende olsa beni oraya almaz mıydın?”
Neyzen, karşısındakini baştan aşağa şöyle bir süzdükten sonra gülümser:
+“Bende cennetin değil de cehennemin anahtarı olsaydı senin için daha hayırlı olurdu. Belki seni oradan çıkarırdım…
Maliye Bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemidir.
Neyzen: “Maliye Vekili değilim ki, çalarken zevk alayım.
“İçkinin zararları” konulu konferans veriyormuş.
Malum kendisi uzun süre Yeşilay Genel Başkanlığı da yaptı. yaptı. Bir ara: Dinleyiciler arasında bulunan Neyzen Tevfik yerinden fırlayıp bağırır:
– “Eyvah! Yandık!”
+ “Hayrola?”
– “Hesap ettim, meğer ben öleli tam kırk yıl olmuş!..
Tanıdığı sorar:
– “Memleketin durumunu nasıl görüyorsun, Tevfikciğim?”
“Karanlık” diyecekken vazgeçer:
+ “Sizin gördüğünüz gibi” diye cevap verir..
– Hocam cennet’te şarap olacak mı? diye.
Hoca bu soruya çok sinirlenir başlar neyzeni zındık, kafir, iblis gibi dini motiflerle haşlamaya ve sorar:
+ Bre zındık cenneti meyhane mi sandın?
Neyzen istifini bozmaz önceki günü hatırlatır:
– E Hoca dün cenneti k*rhane yaptın.
En güzel söz ve mesajların yer aldığı sitede bulunmaktasınız.
Ey bire gafil iki subuk söylediğin abuk söz ile
Derviş'e benzer üstündeki iki parça bez ile
Ne şairsin ne âlim iki satır yazdığın yazıile
Alma milletin zamanını bordan boktan sözile
Hasan İlhan