Das sicherste Mittel, arm zu bleiben, ist ein ehrlicher Mensch zu sein. (Fakir kalmanın en sağlam yolu, dürüst bir adam olmaktır.)
Wir sind alle gebrochen. Nur so kommt auch Licht herein. (Hepimizde biraz kırıklıklar vardır. Zaten ışıklar bu kırıklardan süzülür içimize.)
Freundlichkeit ist eine Sprache, die Taube hören und Blinde lesen können. (Nezaket, sağırların duyabildiği, körlerin de görebildiği bir dildir.)
Man sieht nur mit dem Herzen gut. Das Wesentliche ist für die Augen unsichtbar. (Sadece kalbinle gerçekten görebilirsin; esas olan göze görünmez.)
Du bist erst reich, wenn du etwas hast, das man mit Geld nicht kaufen. (Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip olana kadar zengin sayılmazsınız.)
Es ist nicht von Bedeutung, wie langsam du gehst, solange du nicht stehen bleibst. (Durmadığınız sürece ne kadar yavaş gittiğinizin bir önemi yoktur.)
Liebe beginnt mit einem Lächeln, wächst mit einem Kuss & endet mit Tränen. (Aşk bir gülümsemeyle başlar, bir öpücükle büyür ve bir göz yaşıyla son bulur.)
Alter bringt nicht immer Weisheit mit sich. Manchmal kommt es auch allein. (Yaşlanmak her zaman yanında bilgelik getirmiyor. Bazen de tekbaşına çıkageliyor.)
Sie können wohl alle Blumen abschneiden, aber sie können den Frühling nicht verhindern. (Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelmesini engelleyemezsiniz.)
Heute kann jemand im Schatten sitzen, weil jemand anderes vor langer Zeit einen Baum gepflanzt hat. (Birileri bugün gölgede oturuyorsa, uzun zaman önce birileri ağaç diktiği içindir.)
Das größte Vergnügen im Leben besteht darin, das zu tun, von dem die Leute sagen, du könntest es nicht. (Hayattaki en büyük zevk, insanların sana yapamazsın dediği şeyleri yapmaktır.)
Wenn du mutig genug bist, «Lebewohl» zu sagen, wird das Leben dich mit einem neuen ‘Hallo’ belohnen. (Elveda diyecek kadar cesursanız hayat sizi yeni bir Merhaba ile ödüllendirecektir.)
Du kannst niemals den Ozean überqueren, wenn du nicht den Mut hast, auch mal das Almanca Sözler Ufer aus den Augen zu verlieren. (Sahili gözden kaybetme cesaretini gösteremezseniz okyanusu geçemezsiniz.)
Wenn du dein ganzes Leben nur auf den Sturm wartest, wirst du nie den Sonnenschein genieben. (Eğer bütün hayatınızı fırtınayı bekleyerek geçirirseniz , asla güneşin keyfini çıkaramazsınız.)
Ich liebe alles, was alt ist, alte Freunde, alte Zeiten, alte Sitten, alte Bücher, alte Wein. (Her şeyin eskisini severim. Eski dostlar, eski zamanlar, eski terbiye, eski kitaplar, eski şarap.)
Die Wahrheit ist, dass dich jeder verletzen wird. Man muss nur herausfinden, wer es wert ist für ihn zu leiden. (Gerçek şu ki, herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak.)
Deine Aufgabe ist nicht die Liebe zu suchen, sondern lediglich all die Hindernisse in dir zu suchen und zu finden, die du dagegen aufgebaut hast. (Senin görevin aşkı aramak değil; Ancak onunla aranda kurduğun engelleri aramak ve bulmaktır.)
Genieße die kleinen Dinge im Leben. Denn eines Tages wirst Du zurückblicken und erkennen, dass es die wichtigen Dinge waren. (Hayatta küçük şeylerin keyfini çıkarın. Çünkü bir gün geriye dönüp bakacak ve aslında büyük şeyler olduğunu fark edeceksiniz.)
Tanze, als würde niemand zusehen. Liebe, als wurdest Du niemals verletzt. Singe als würde niemand zuhören. Lebe als wäre der Himmel auf https://www.neguzelsozler.com Erden. (Hiç kimse izlemiyormuş gibi dans et, Hiç incinmemiş gibi sev, Hiç kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyle, Dünya cennetmiş gibi yaşa.)
Menschen werden vergessen, was du gesagt hast. Menschen werden vergessen, was du getan hast. Aber Menschen werden niemals vergessen, welches Gefühl du ihnen vermittelt hast. (İnsanlar ne söylediğinizi unuturlar, ne yaptığınızı da unuturlar. Fakat nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.)
En güzel söz ve mesajların yer aldığı sitede bulunmaktasınız.
Almanyadaki kız arkadaşlarımıza yazabilelim diye yapılmış :)) (güzel örnekler var,teşekkürler )
Sen doğru yazıyor musun ki de laf atıyorsun, doğrusu; fast alles IST falsch geschrieben.
Anladık hepiniz süpersiniz süper de Almanca ? biliyorsunuz 'da da sı arkadeşler çok bilmek veya doğrusunu bilmek sizce hata aramak mıdır veya hatalı insanları deşifre etmek midir veya oturduğu yerde bununla övünmek midir...?
Bakın sizin almanca bildiğiniz kadar bende Türkçe biliyorum yersen..!
Topluma faydan yoksa zararında olmasın yoksa almanca bilgin kadar kötü duruyorsunuz...!
Bir cümle değil bir kelime değil bir harf düzelt çok bilmiş bilginler cevabın bu olsun o zaman.
eee tamamda kendisi de boş eleştiri yapıyor o zaman. Boş yapmaya karşı olsaydı, az da olsa bir şeyleri düzeltirdi ya da burada edebiyat kasmazdı. Edebiyat kasma gücünü almancada görmek isterdik :)))
Bir hatayı düzeltmek hatayı yapanın işidir, bu işte de eleştirileri öpüp başının üstüne koymalıdır.
Çok yanlışlar var bi düzeltilirse iyi olur insanlara yanlış bilgi vermeyin yanlış öğrenmesinler ....
ow man als ob das richtig wäre ... ?
Yalnış çok evet katılıyorum ve hep arama motorundan dùzeltiyorum 😅tùrkçesini yazıp almancaya çeviri yapıyorum ve sadece whatsapp durumu yapıyorum.
Als ein Deutsche konnte ich das nicht verstehen, Sie sollen das reparieren oder löschen.
Es ist kein Gegenstand sodass sie es reparieren sollen es reicht wenn man es überarbeitet LG Türkin ??
Süper ama ben hepsine bastım. Mesela, budur, harika, eh işte, olmamış, berbat gibi...
Yook yaaa git işine gücüne, öğrenip gelsinler sen öğren, bizi merak etme.