Sayfamızda Gülse Birsel Sözleri, Yazıları ve Alıntıları yer almaktadır. Yeni Gülse Birsel Sözleri Kısa, Gülse Birsel Sözleri facebook, Gülse Birsel Sözleri twitter
Herkese güvenmeyin, hayatı öğrenin.
Hayat bir yolculuktur, varış yeri değil.
Bir tek şu gülmelerimiz yanımıza kâr kalacak!
Allah dünyaya sağlık, barış ve akıl fikir versin.
Göç duygusu çok ferahlatıcıdır. Ucu açıktır. Özgürlüktür.
Doğada her şeyin bir sebebi vardır. Hiçbir şey tesadüf değildir.
Böyleyim iste, abuk subuk şeylere takılıyorum. Sivriyim. Ama benim hatam degil.
İstediğin yere, istediğin zamanda gitmek, hayatın en büyük özgürlüğü değil midir?
Kesinlikle hiçbir şey yapmamak, dünyanın en zor şeyidir, en zor ve en entelektüel
Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular, kocalarından korkup sığınma evine kaçmışlardı.
Fazla eşyalar insanı yer çekiminden daha büyük kuvvetle aşağı çeker. Kurtul çer çöpten.
Evet efendim, salgına ben de katıldım. Herkes hasta dediler, biz de geri kalmayalım dedik.
Depresyondaki insanların hayatın gerçeklerini diğerlerinden daha iyi gördükleri ortaya çıkmış.
Kalabalıklar içindesin, her kafadan bir ses çıkıyor, hepsine kulağını tıka, kendi yolunda yürü
İşyeri Avrupa Yakası’nda olup karşı tarafta oturanlar benim gözümde ermiş gibi, evliya gibi tipler.
Fikirlerinizin hiçbirine katılmıyorum ve de onları ifade idememeniz için ağzınızı burnunuzu kıracağım.
Filmin ilk dakikasından, kimin iyi kimin kötü adam olduğu belli oluyorsa seyretmeyin, vaktinize yazık.
Zeytinyağlı yaprak sarmasıyla mantıyı icat eden kadının, aklın-dan Gülse Birsel Sözleri zoru mu vardı? Yoksa çok mu sıkılıyordu?
Bu ülkede bir gün,paranın yenemeyeceğini ve en büyük servetin beton değil beyin olacağını öğreneceğiz.Bir gün.
Toplantılarda sürekli not alın. Alışveriş listesi yapabilirsiniz, karikatür çizebilirsiniz, ama eliniz durmasın.
Çocukluğun en saçma yanı yaptığın salaklığın bir saniye sonrasını düşünmemektir. Yarın yokmuş gibi davranırsın, anı yaşarsın.
Her jenerasyon bir öncekinden üstündür. Bu bir kuraldır. Çünkü, dünyanın bazı bölgeleri haricinde, medeniyet asla geri gitmez.
Haklı ve mağdur olmak kadar güzel şey var mı? Vicdanın rahat, kaderden de alacağın var, süper! Zamana bırak ve pis pis gülümse.
Evde bol vakit geçiren, çarşıya pazara çıkıp esnafla muhabbet eden, hırka ve terlikle balkonda oturan emeklilere özeniyorum ben!
Bedenim, bebekliğimden beri, gece ikiden önce uykuya dalınmasını, sabah ondan, hatta on birden önce kalkılmasını manasız buluyor!
Ortada bir kitap duruyorsa birileri okur, yiyecek varsa birileri tırtıklar ve https://www.neguzelsozler.com ortada bir silah varsa eninde sonunda illa ki patlar!
Hayat kısa. bir tek güldüklerimiz yanımıza kar kalacak. yoksa oku, çalış, evlen, çocuk yap, para kazan, para kaybet, yaşlan, öl hep aynı.
“Kankayız”, “yakınımdır” ve “o benim canım ciğerim”, arkadaşlık kelimesinin içini bu kadar boşalttığımız için icat etmek zorunda kaldığımız şeylerdir!
Senede bir doktora gitmeyen adam ayda üç kere astroloğa fikir danışıyor! Oturduğun binanın depreme dayanıklı raporunu aldırmıyorsun, ama yıldız haritan var! Bu nasıl denge?
Gâvur bilimi teknolojiyi çözüyor zaten, biz niye tekrar uğraşıp bilim adamı yetiştirelim? Bize bilim olarak, yurtdışından ithal arabalar, akıllı telefon ve tabletler yeter. Başka bilim istemiyoruz, AVM istiyoruz!
Ah kızlar ah! Siz okuyacak meslek sahibi olacaksınız da biz göreceğiz! En büyük hayaliniz evlenmek, en muhteşem başarınız zengin kocalar olduğu sürece, biz popstar aramaya ve birbirimizden elektrik almaya devam edelim!
Çocuğa sokaktan eve gelmesi gereken saati, ödevini yapmasını, spor çantasını eve getirmeyi hatırlamasını, çarpım tablosunu öğretemezsin! Ama bütün pokemon ekibinin ismini ve tarihçeleriyle karakter özelliklerini ezbere bilir! Yanılıyor muyum?
Woody Ailen ‘in dediği gibi, insanlık tarihinin en güzel cümlesi “Seni seviyorum,” değil, “İyi huylu çık-tı”dır! Bu noktada, yani hasta olmadığınızı öğrendiğiniz anda, gök masmavidir, güneş pırıl pırıl parlar, kuşlar cıvıldar, bütün insanlar dosttur, hayat güzeldir!
Benjamin Button sendromu çağımızın yeni vebası. Allah rızası için izin verin yaşlanalım! 47 yaşında top model var, böyle jenerasyon olmaz olsun! Streç blucinleri bırakıp tayyör giymek, parti yerine çaya gitmek istiyorum. Ama daha Ajda yaşlanacak daa, sıra bize gelecek deee.
Türkler artık mümkün olduğu kadar çok malı, mümkün olduğu kadar çabuk alıp evlerine götürmek için yaşıyorlar!
Alışveriş niyeti olmayan bile vitrin bakıp hayal kuruyor. Konsere gidip keman çalmayı, müzeye gidip ressam olmayı hayal eden pek az. Hayat amaçlarımız genelde “Bazı ürünleri edinmek” üzerine kurulu.
Bir kaç yıl önce dükkanda bana gösterilen döpiyesi “Ahahah, yok bunu 40 yaşında filan giyerim” diyerek reddettim.
Gülümseyerek ve manasından emin olamayarak baktı satış elamanı. O an 40’ıma iki sene kaldığını müşahede ettim.
Sabah insanı değilimdir. Akşam yatmak, sabah bir türlü kalkmak bilmem!
Sabahlarla ilgili sevdiğim şey, kahvaltıdır.
Misyonerler ve vampirlerden sonra, kendi gruplarını en çok genişletmeye çalışan tür bunlardır!
İlla ki herkes evlenecek.
“Ay hadi artık sen de evlen.”
Türkiye’nin “eşortman” sevgisi!
Hiçbir giysi bu kadar rahat ve çok amaçlı olmadı. Hiçbir giysi bir milletin genlerine bu kadar iyi uyum saglamadı. Ve hiçbir giysi beni benden bu kadar almadı!
İlkokul ve lise hayatınız boyunca neler öğrendiniz?
Ben size söyleyeyim:
Trigonometri, ki ne olduğunu hatırlayan bile azdır.
Kimya elementlerinin kısaltılmış isimleri, ki sadece bulmaca çözerken kullanırsınız! Divan edebiyatındaki kalıplar, ki hatırlamıyorum, ayrıca hatırlasana ne olacak?!
Bence, gençlerin eğitiminde büyük eksikler var.
En gerekli bilgilerden hiç bahsedilmiyor.
Örneğin, nasıl iş bulunur?
Faturalar nereye, nasıl ödenir? Şehirde hangi otobüs, nereye gider?
Karşı cinse ilgi nasıl belli edilir?
Soba nasıl kurulur?
Sebzenin meyvenin tazesi nasıl anlaşılır?
Veya nasıl yumurta pişirilir?
Özellikle bu, hayatınızda sık sık başvuracağınız bir bilgidir, âmâ okulda öğretilmez. Ne der yemek pişiremeyenler?
“Valla yumurta bile kıramam!”
Ama trigonometri okudun, değil mi? Tek hücreli canlıları da biliyorsun…
Eğitimciler, nasıl iyimser bir gelecek hayal ediyorlar bizim için, acaba?
