Misafir olan kimse, beraberce getiremediği bir şeye kalbini bağlamaz.
Allah’ım madem sen varsın ve bâkisin, giden gitsin, sen bana yetersin.
Medeniyet atmaksa iffet ve arı (utanmayı), medenidir afrika yamyamları.
Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi de o tanzim etmiştir.
İmana gel ki elemden emin olasın; kadere teslim ol ki selamette kalasın.
Madem çok sevab istersin, ihlası esas tut ve yalnız rızayı İlahî’yi düşün.
Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona sarfediyorsun!
“Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır. (Mektubat)
Tertib-i mukaddematta tefviz, tembelliktir; terettub-ü neticede, tevekküIdür.
“İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. (Sözler, Yirmi Üçüncü Söz)
Her söylediğin dogru olmalı, fakat her doğruyu her yerde söylemek dogru değildir.
“Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. (Sözler, Birinci Söz)
Çaresi bulunan şeyde acze, çaresi bulunmayan şeyde ceza’a iltica etmemek gerektir.
Eğer bilsen gayret ne kadar hayırlı bir iştir. Ömrünü bir dakika boşa geçirmezdin.
Allah namına ver. Allah namına al. Allah namına başla. Allah namına işle. Vesselam.
Her şey hakikaten güzeldir. Ya bizzat güzeldir veya neticeleri itibariyle güzeldir.
Nasıl ki; Fatiha Kuran’a, insan kainata fihristedir; namaz da hasenata fihristedir.
İman hem nurdur hem kuvvettir, hakiki imani elde den adam kainata meydan okuyabilir
Haksızlığı hak zanneden adamlara karşı hak dava Said Nursi Sözleri etmek, hakka bir nevi haksızlıktır.
Vicdan kalp penceresinden bakar. Akıl gözünü kapasa da vicdanın gözü daima açıktır.
Kur’an kalblere kuvvet ve gıdadır, ruhlara şifadır. Gıdanın tekrarı, kuvveti arttırır.
İhsan-ı ilahiden fazla ihsan ihsan değildir. Herşeyi olduğu gibi tavsif etmek gerekir.
Sünnet-i seniye edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki altında bir nur bir edep bulunmasın.
İslediğimiz her bir günah, kafamiza giren her bir süphe, kalb ve ruhumuzda yaralar açar.
Cesed-i insan; havaya, suya, gıdaya muhtaç olduğu gibi, ruh-u insan da namaza muhtaçtır.
Ümitvar olunuz; şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada, İslamın sadası olacaktır.
Ölümü düşünmeme, kalbin paslı olmasından ileri gelir; https://www.neguzelsozler.com ölüm korkusu da yakinin azlığından.
Evet, her gün, her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılır.
Kendini beğenen belayı bulur, zahmete düşer; kendini beğenmeyen sefayı bulur, rahmete girer.
Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, amin.
Biz ki hakiki müslümanız, aldanırız, fakat aldatmayız. Bir hayat için; yalana tenezzül etmeyiz!
Böyle dehşetli bir asırda, insanın en büyük mes’elesi: İmanı kurtarmak veya kaybetmek davasıdır.
Madem nefsim emmaredir. Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. Öyle ise nefsimden başlarım.
Şimdiden görüyorum ki: yakın bir zamanda ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim.
Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünya da bıraktığın eserlere de kıymet verme.
Ömür kuşu da şimşek gibi geçmekte olup, seni kabir yuvasında hemen hemen nerede ise yumurtlamak üzeredir.
Hem rezzak sensin! Çünkü biz rızka muhtacız, elimiz yetişmiyor. Demek bizi yapan ve rızkımızı veren sensin
Deli adama iyisin, iyisin denilse iyileşmesi, iyi adama fenasın, fenasın denilse fenalaşması nadir değildir .
Allah’ı tanıyan ve itaat eden, zindanda da olsa bahtiyardir. O’nu unutan, sarayda da olsa, zindandadır, bedbahttır.
Azametli bahtsız bir kıt’anın, şanlı tali’siz bir devletin, değerli sahibsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı islamdır.
