Refik Halit Karay Sözleri

2 yorum

Sayfamızda Refik Halit Karay Sözleri, Refik Halit Karay Alıntıları yer almaktadır. 

Büyük başın ağrısı büyük olur.

Aşk bir çeşit ruh hastalığıdır.

İnsanı yaşı değil, yaşadıkları büyütürmüş.

Kar, yeni kürkümün üstünde ne güzel durur!

Geçmiş zaman olur ki hayali bin cihan değer.

Topluluk suçu hazırlar, adam onu işler, derler.

İçki ve ikbal korkağı cesur, cesuru küstah eder.

Küçük hesapların yer aldığı aşk küçük bir aşktır.

Her günü birbirine benzeyen hayatın ne kıymeti var?

Yazgımız, sanıldığından fazla, yüzlerimizden okunur.

Şam’da azılı bir Arapçılık şımarıklığı hüküm sürüyor.

İnsan başkalarını aldatma idmanını önce kendinde yapar.

Aşıklar bin bir şey tasarlarlar, binde birini başaramazlar.

Kadın eliyle açılan gönül yarasını yine bir kadın eli sarar.

Bir çiçekle bahar olmaz, derler. Aşk baharı tek çiçekle olur.

Yalan pek tatlı bir şey olmalı ki, bu günahı dilimizle işleriz.

Rüya nedir? Kafamızın, ölmediğini anlatan nefes alış değil mi?

Tek ayna icat edilmemiştir ki kadına ‘sende kalmadı’ desin.

Adalet nerede hesap sorarsa, merhamet orada haklarını kaybeder.

İyi insan olmak istersek, önce kötü insan olduğumuzu anlamalıyız.

Kusurlar, kabalıklar ve çirkinlikler bazen kamçılayıcı bile oluyor.

Oyuncak insan yavrusunun ilk kitabıdır; hayat dersi aldığı ilk kitap

Yalnız bizim değil, çok defa her milletin aklı başına sonradan gelir.

Tek taraflı bir aşktan ruh temizliği ve sağlığıyla çıkabilmek ne zor!

İnsan en çaresiz zamanında bile bir avunma sebebi icat etmeden yaşayamıyor.

Gezi bağlarında bir top gülüm var, Hey Allah’tan korkmaz sana bana ölüm var.

Güzele ne yakışmaz? Çiçek bozuğu bile… Halbuki çirkine çiçek bile yakışmaz.

Ah! diyordu, neden daha önce tanışmadık! Tanışmamız son geceye mi kalmalıydı?

Taç koyacağız derler, külahını kaparlar; dost görünürler, ciğerini yakarlar.

İçinden Ne tuhaf, diyor, insanın yüreği Refik Halit Karay Sözleri de meğerse dişleri gibi kamaşırmış!

Müzik sesin,şiir sözün renkleşmesidir. Fikir renkleşmeden güzel sanat olamaz.

Bütün bildiğimiz hayvanların içinde en ihtiyatsız ve en ibret almazı insandır.

Sonunda çok eziyet çekmemek için büyük zevklerden mahrum kalmayı tercih ederim.

O derece madde tarafı güzel bir mahluka Allah nasıl da çürük, iğrenç bir ruh vermiş.

Sevmek, sevdiğinin saadetinden zevk almak, onun saadetini kendi öz saadeti yapmaktır.

Evlenmeyenlerin bin bir kusuru,zaafı vardır;bunlardan biri de fazla hassasiyetleridir.

Gönül kocamaz derler; halbuki rahatını kaçırmamak istediği gün ,gönül kocamış sayılır.

Sarı gözlü papatyalardan siyah gözlü kızıl gelinciklere kadar coşkun bir kır manzarası.

Parasız kalmanın dehşetini duymamış adamlar, harp ateşini tatmamış askerlere benzerler.

Medeniyetin birinci vazifesi çocuğun dudağına tebessüm https://www.neguzelsozler.com kondurmaktır; gam düşürmek değil!

Tatlı lafa yine ökse gibi tutulursun, seyran, diye yola çıkar yine zindanlara sokulursun!

Kadının erkek üzerindeki çekiciliği; azgın denizin gemici üzerinde yaptığı tesirin aynıdır.

Kadını parası için alacak adam, avucunu açarken gözünü kapamak lazım geldiğini bilmelidir.

İnsanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için yalnız başkalarının felaketlerini arar.

Hayvanları aldatmak niçin güçtür? Bizim en aldatıcı vasıtamızdan, sözden anlamadıkları için!

Ora siyasetinde merak vermek itibar kazanmanın yoludur ve olduğu gibi görünenin ömrü kısadır.

Mesuliyet ve ceza talep ederken, mükâfatlandırılacak hareketleri de açıklamak doğru olmaz mı?

Buz gibi bu oda ! Kaloriferi bir şey sanırdık;şimdi demir sobalı ufak odamızın kadrini anladık.

Ağır başlı ve ciddi görünmek,bunu bir onur meselesi yapmak da bir ayrılık zamanı psikolojisidir.

İki kere nişanlandı;ikisinde de yüzükleri geri verdi ;nisan bozmak modasindan bile geri kalmamıştı.

Gözyaşları arasındaki sevinç,kuşkusuz,mutluluğun en derinini ve en çok hak kazanılmışını gösterir.

İyilik etmenin güçlüğü bunu devam ettirmekte ve memnuniyet verici şekilde bitirmektedir. Aşklar gibi.

Çok zenginlerin öyle kaprisleri olur ki, en acayip Hint ve Çin dinlerinin hurafelerini geride bırakır.

Boşuna eşref mahlukuz diye böbürlenmeyiniz. Ey insanlar, Allah size bir değirmi kuyruğu bile çok gördü!

Sana laf yetiştirilmez. Dünyayı bu kadar kara, kötü gördükten sonra yaşamakta dayatışına mana veremiyorum.

Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur.

Yalnızken kendini dinleyiş kadar yorucu ne vardır? Yalnızlık sevenler kafa yönünden en çok yorulan insanlardır.

Yaşamaktan, daima ihtiyaçlar içinde çırpınmaktan her zaman mağlubiyete mahkum bulunmaktan bir intikam hissi duymuyor muydu?

İnsan başkasından ziyade kendini aldatmaya uğraşan bir mahluktur; herkesten önce nefsine karşı yalan söylemekle vaktini geçirir.

Kadın var kardan soğuk, kadın var kordan sıcak. Kadının muhabbette ortası yoktur. Severse baldan tatlıdır, sevmezse zakkumdan acı!

Sen sadece sevilmeyi seviyorsun. Tek taraflı aşk, tek kürekli kayık gibidir; bulunduğun yerde dönüp durursun, engine açılamazsın.

Konuşabilmek için lazım gelen zekaya sahip olmamak veya sükut etmek lazım geldiğini anlayacak idrakte bulunmamak ne büyük bir sefalettir.

Cennette zevki kanıksamanız, cehennemde ezayı benimsemeniz mümkündür; en hoş geçireceğiniz devir, zannederim araftır. Ben şimdi oradayım.

Bu kadınlar sevdiler veya sevdiklerini zannettiler mi çok defa merhametli oluşlarından dolayı,yufka yürekliliklerinin belasını uğrarlardı.

Evet, sakın aldanma, inanma, kanma; bu dünya hile, hud’a dünyası. . Evvela çoban görünüp başa geçiyorlar, sonra kurt olup sürüyü yutuyorlar.

Başkalarını aldatmaya alıştığımız için bazı defa kendimizi başkası yerine koyar, kafamızın sesiyle konuşarak kendimizi de aldatmaya çalışırız.

Hangi yaşta, ne halde olursa olsun ayna, kadına teselli veren sözler söyler; kendisini aynada tamamıyla çirkin veya geçmiş gören kadın var mıdır?

Kadın, bazı erkek beyinleri için hakikaten anlaşılmaz bir denklemdir; bazıları için ise ezberlenmesi kolay bir çarpım cetvelinden başka bir şey değildir.

Yolculuk ederken önüne gelenle konuşup ahbap olmak,kadınlara sokulmak,çocuklarla oynaşmak,ihtiyarlarla dertleşmek ve her şeye alaka göstermek isteyenler vardır.

Kıskançlığın temelini kendisini üzmek, işkenceye sokmak meyli teşkil eder. Kıskançlar, kıskanacak vesileleri dört gözle ararlar ve beklerler. Kıskançlık üzüntüsünden zevk, hatta şehvet duyarlar.

Vücudumuzun elbiseye olan ihtiyacından fazla hissiyatımızın örtüye ihtiyacı vardır. Aksi gibi ben bu cihette de, hissiyat örtüsüzlüğünde de elbiseden daha züğürdüm; göğsümü kapayım derken sırtım açılıyor.

İkbal sarhoşu en çabuk ayılan bir sarhoştur. Masa başındaki koltuğunu altından çeker çekmez süt dökmüş kediye, sarığı alınmış hocaya, karaya vurmuş balığa, gerdeğe girmiş alığa veya zifaf odasından çıkmış hadıma döner, sünepeleşir.

Bütün ömürlerini netice vermeyen davalar arkasında büyük ümitlerle koşa didişe geçirip nihayet umduklarını bulamadan meyus yıkılıp ölen adamlar gibi buraya nihayet tırmananlar da hiç şüphesiz arayıp beklediklerini bulamamaktan ileri gelme bir kederle düşüp kalmışlardı.

İnsanlar, yalnız kendi mutluluklarını iyice duymak için, başkalarının felaketinin arar, ve bencilliklerinin böyle bazı çeşitlerine erdem adı vererek mesela ‘ahlak’ sayarlar. Halbuki, bunun aslı, başkasının felaketinden duyulan vahşi zevk, kendisini ondan mutlu görmek için hazırlanmış garip bir delildir.

@berkant öz 8 yıl önce

İnsan önce sevip sonra karşısına geçip konuşmalı.

@Halıme 7 yıl önce

Bence güzel.

Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş bulunuyorsunuz. Daha fazla bilgi için tıklayınız