Sonra Kubâ,
İlk mescid ve ilk cuma…
Günlerdir gözler yollarda,
Günlerdir ağızlarda yürekler.
Onu, sadece ensar mı bekler?
Hicret haberi daha düne kadar göklerdeydi,
Ama o, tam yedi asırdır beklenmekteydi.
Evet, bir mektup, bir ev,
Uhud adında bir dağ,
Yesrib adında diyar,
Bekliyorlar…
Bir yolcu gibi olmak vardı.
Ağaç gölgesinde gölgelenip yoluna devam eden,
Yolcu gibi olmak vardı.
Onun gibi olmak…!
Bir mektup saklanır çölde…
Altın mühürle mühürlenmiş,
Kem göz görmemiş, el değmemiş.
Sır gibi saklanır,
Yedi asır.
Bir mektup, bir ev,
Uhud adında bir dağ,
Yesrib adında diyar
Bekliyorlar…
Gelseydin,
Asr-ı saâdet gibi olmasa da,
Koklanmaya değer güllerimiz vardı.
Yine senin ikliminde yetişen.
***
Ama sen gelseydin,
Dikenler bile gül kokardı efendim!
Adın geçer…
Hira’yı vahyin kokusu sarar.
Nur yağar nur dağına.
Mübarek ayağına sabah serinliği vurur.
Ardından, nurdan bir anafor kaplar Hira’yı.
Ve insan suretinde Cebrâil karşında durur..
Oku!
Sen, okuma bilmezsin efendim doğru. Ancak,
Sen oku ki okuma bilenlerin hepsi susacak.
Oku!
Allah seninle konuşacak.
‘Oku! Seni yaratan Rabb’inin adıyla oku!
O, insanı bir kan pıhtısından yarattı.
Oku! Senin Rabb’in kalemle yazmayı talim eden,
İnsana bilmediğini öğreten,
Bol kerem ve ihsan sahibidir…’
En güzel söz ve mesajların yer aldığı sitede bulunmaktasınız.