Can Dündar Sözleri

Can Dündar Sözü
0 yorum

Bu sayfamızda Can Dündar Sözleri yer almaktadır.

Deniz, o gün denize kavuşmuştu.

Aşk sabırdır belki, ama asla tahammül değil.

Hiçbir şey kendi hayatımızdan daha şaşırtıcı değil.

Tamam, beni sevmesin; ama hiç kimse ona dokunmasın.

Ben yaşadığım değil, özlediğim aşkın şarkısını söylüyorum.

Hayatımda biri yok, birinde hayatım var” diyebilmektir aşk.

Yanında seni ısıtacak biri varsa, üşümek gerçekten güzeldir.

Bakakaldım peşinden ; ne gözümü alabildim, ne göze alabildim.!

Umutsuzluk her yanı kuşattığında, umudun vakti gelmiş demektir.

Seni ölene dek seveceğim boş laf! Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim.

Her aşkta kendimizi ararız, o yüzden bulduklarımız benzerimizdir.

Belki kimse olmayacak senin gibi; ama sende olmayacaksın eskisi gibi.

Sırf sevgilinin yüzü gülsün diye, bazen saçmalamayı göze almaktı aşk.

Ne ikna edici bir intihar girişimidir, şimdi seninle göz göze gelmek!

Hiç dokunmadığın birine aşık olabiliyorsan, işte sen aşkı hakediyorsun.

Geçmiş yaşanmışlıklarınız hala canınızı yakabiliyorsa; geçmemiş demektir.

Çok sıkkın. Bıkkın. Gergin. Üzgün. Yorgun. Olsak da hala yaşıyoruz, çok şükür.

Ve aşk; o omzuna yattığında, rahatsız olmasın diye kılını bile kıpırdatmamaktır.

Sıcak bir ele ihtiyacın olduğunda diğer elini tut. Kimseden fayda yok bu devirde!

İyi lider, cesaretle öne atılmasını bildiği gibi, gereğinde durmasını da bilendir.

Hayat ne kadar güzel olurdu; insan hem ‘aşık’, hem de ‘sadık’ olmayı becerebilseydi.

Kadınmış derIer adamı deIi eden. Sen ne dersen de, yine kadındır deliyi de adam eden.

Sevgilisinden ayrılan bir erkeğin süratinin rengi değişir, kadının ise saçının rengi.

Sağlam bir kalça’nın , sağlam bir kafa’dan daha çok prim yaptığı bir ülkede yaşıyoruz.

Rüyanda görüyorsan onu özlemişsindir. Rüyanda görmek için yatıyorsan, sevmişsin demektir.

Bu günlerde aklıma gelen başıma geliyor nedense, birde gönlümden geçen yanımda olsa keşke .

Sevgili dediğin güzelliğiyle seni kendine aşık eden değil, sana kendin olabilme şansını verendir.

Duymak istediklerini değil, duyman gerekenleri söyleyebilme cesareti olan insanlar olmalı yanında .

O yokken hayır sevmiyorum, unuttum deyip, onu görünce elin ayağın birbirine dolanıyorsa; aşıksın işte.

Karşındakine sevgini, aşkını verecek kadar yüceyse Can Dündar Sözleri hislerin. Başkalarına bakmayı düşünmemeli gözlerin.

Ne garip. İnsanın hayatı soruyla başlayıp, soruyla bitiyor: adını ne koydunuz? Merhumu nasıl bilirdiniz?

Eskiden insanlar sevilir, eşyalar ise kullanılırdı. Gün geldi eşyalar sevilir, insanlar kullanılır oldu.

Bir arkadaştan sevgili olabilir, fakat seven kalp asla unutmaz: işte bu yüzden sevgiliden arkadaş olmaz.

Durup dururken, alakasız bir zamanda arayan eski sevgililer ikiye ayrılır: canı çekenler ve acı çekenler.

Hayattaki en güzel şeyin çocuk olmak olduğunu bile bile, neden ‘büyüyünce ne olacaksın?’ diye sorulur ki .

Aşk, ‘seni seviyorum’ cümlesinin zamanla ‘kendine iyi bak’ kelimesine dönüşünü işleyen geçici bir yalandır.

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın, her bas ağrılı bir kadının arkasında kesinlikle bir erkek vardır.

Eğer ‘unutmak’ 7 harfi yanyana getirmek kadar kolay olsaydı, biz de 5 harfi yanyana getirip ‘mutlu’ olurduk.

Bir babanın, kızının sevgili olaylarına kızmasının tek sebebi; erkeklerin kimyasını biliyor olmasıdır aslında.

Seyahatta cam kenarı sanki yalnızların yeridir. “çünkü aslında https://www.neguzelsozler.com orası, başını koyacak omuz bulamayanlar içindir.

Herkes aşktan şikayetçi, kaçımızın aşk hayatı iyi gidiyor? Ve eminim hiç kimse yanlışın nerde olduğunu bilmiyor.

Hazırım ben arkadaş ! Aşkın acısı da güzel, tatlısı da , uğruna tüm bunları göze aldığın gerçek aşk’i bulmakta.

Eskiden mendiller aşıkların gözyaşlarıyla ıslanırdı şimdi ise gerçek aşık kalmadığından fabrikadan ıslak çıkıyor.

Bazen insan; ben iyiyim’ dediğinde gözlerinin içine bakıp iyi değilsin biliyorum diyecek birine çok ihtiyaç duyar.

Yeterince dürüstseniz, fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsanız; hazırsınız demektir: artık mutsuz olabilirsiniz.

Bu ülkede gazetelerin 2. Sayfasında ünlülerin nasıl yaşadıkları, 3. Sayfasında unsuzlerin nasıl öldükleri yer alır.

Hayat ne garip değil mi? Birisi arabamı hazırlayın diyebiliyorken, diğeri abi 25 kuruş eksik binebilir miyim? Diyor.

Her ilin plaka kodunu ezbere bilip, özel günleri unutabilen zeka kapasitesine sahip insana türk erkeği deniliyormuş.

Erkek adam ağlamaz denir ya, sakin inanma ! Unutma ki, erkek adam ağlamayan değil, bir kadını ağlatmayandır aslında.

Bazen ne onunla yapabilirsiniz, ne de onsuz. Ne terkedebilirsiniz, ne de yeniden sevebilirsiniz; sürünür gidersiniz .

Çocukken yarın neler oynayabiliriz diye düşünürdük, şimdiyse yarın hayat bize hangi oyunu oynayacak diye düşünüyoruz.

Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir ülkeden ne bekleyebiliriz ki.

Aslında yanlış kadın yoktur. Sadece ters istikametten gelen erkek vardır. Çünkü aşk erkeğe yakışır, kadın zaten aşktır.

Bu ülkede her köşe başında kuaför ve tekel bayisi bulunmasının tek nedeni,ayrılık sonrası ilk gidilen yerler olmasıdır.

Eğer bir kadının gerçek aşkı olmayı başarabilmişseniz; çok şanslısınız, çünkü sizin için hayat; asla sıradan olmayacak.

Unuttum dersin çevrendekilere; ama unutmadığını birtek sen bilirsin. Aşk öyle birşey işte gitse bile unutamıyorsun yine.

İki kadın birleşince dedikodu yapar diyen erkek, başka bir erkekle kafa kafaya verince atom altı parçacıkları mı tartışır?

Herkesin yüzüne gülersen; adın birşeylere çıkar. Süratini aşarsan; burnu havada kaşıntı olursun. Çünkü türkiye’de kadınsın.

Gerçekten seviyorsan eğer, mesafeler anlamını yitirir. Ne bakabilirsin gözlerine ne de dokunabilirsin; ama hep hissedersin.

6 milyar insanın içinden yalnızca birini seversin. Sonra onun sevilmeye layık olmadığını anlarsın, bütün dünyayı suçlarsın.

Anlık yaşıyoruz bir yerde, hemencecik gönülden seviyoruz ! “anlık da olsa sevmek güzel de, yoksa kendimizi mi kandırıyoruz.

Artık yaşanmak için değil ayrılmak için yaşanır oldu aşk. Ve terketmeler yetmezmiş gibi birde emir verilir. Kendine iyi bak.

Aşk sevmesini bilen için vardır ve karşılıksızdır. ‘Ne kadar seversen o kadar severim’ gibi düşünmek aşk değil, tüccarlıktır!

İçine rastgele atılmış eşyalardan oluşan çantadaki telefonu, tek eliyle ve bakmadan bulabilen o muhteşem kişiye “kadın” denir!

Geçmişe mazı derler, unuttum gitti’ der bazıları. Arkadaşım geçmiş, geçmişte kalsaydı ise alırken bile geçmişine bakmazlardı !

Madem ki siz böylesine tutkunken o hep başkalarını seçmiştir madem ki kıymetiniz. Bilinmemiştir o halde günah sizden gitmiştir.

Seven değil sevmeyi bilmeyen bilir ‘seviyorum’ demeyi. “seven ise gerek duymaz buna, çünkü o sevdiğinin gözünden anlar herşeyi.

Kadınlar kendini güldüren erkekten hoşlanır sözü yalandır unutma. Çünkü kadınlar, sadece hoşlandıkları erkeklere güler aslında.

Artık başka biri alacak yerimi. Ve biliyorum zamanla unutacaksın beni, ama sonkez düşün; sevebilir mi seni, benim sevdiğim gibi.

Kaybolmasın diye özenle sakladığınız sarı bi lira gibi mutluluk. Gün gelip de çık.arınca bi bakıyorsunuz ki; tedavülden kalkmış.

Her seferinde canını acıtsa bile, hiç kimse ‘o’ olamuyorsa, ve canının yanacağını bildiğin halde yine de seviyorsan, aşk bu işte.

Özlemek elbette kavuşma ihtimali varsa güzel. Ancak ayrılıkları bile özel kılan tek şey; o’nun da bi yerlerde seni özlediğini hissedebilmek.

Hayatın bir yarış değiI, her saniyesinin tadı çıkarıIması gereken güzeI bir yoIcuIuk oIduğunu akIınızdan çıkarmayın. Dün tarih oIdu. Yarın bir sır. Bugünün kıymetini biIin.

Erkek şöyIe düşünür: isterse başkasını sevsin, yeterki sevişmesin. Kadın şöyIe düşünür: isterse başkasıyIa sevişsin, yeterki sevmesin. Çünkü kadına göre vücudun merkezi yürek, erkeğe göre etek.

Depresyonun ve yaInızIığın çağında, sabırsızIığın da, uyumsuzIuğun da, dertIeri yenmenin de, hayata direnmenin de, hep beraber güIebiImenin de yağâne reçetesi iIetişimdir. Hapı yutmadan, konuşun.

ÖyIe tesadüfIer vardır ya: Bir otobüs durağında poşetIerIe bekIerken, rastIaşırsınız aniden…”Bu o…” diye içiniz titrer. Bir zamanIar yüreğinizi yakan aşık, sarkmış göbeği, ağarmış saçIarıyIa karşınızdadır… İki eIinde iki çocuk…

Sevgiyi koydum küm saatinin doIu dizgin akıp giden kumIarının her bir zerresine. Çünkü bir tek sevgi var eIimizde; bunca yıIdan damıtıIıp geIen. Yine bir tek o kaIacak, yaşanacak yıIIarından geriye. Bir tek sevgi oIacak bunca teIaştan artakaIan. Ötesi yaIan.

Kendimi ayırt etmeden söyIeyeceğim; Bazen erkek soyu midemi buIandırıyor. “Kadın kokusu”, taze ete susamış bir sırtIana dönüştürüyor bizi… Gözümüzü kör ediyor; başımızı döndürüyor. Amerikan başkanından hocasına, kör cahiIinden okumuşuna, kıIıbığından “Taşfırın”ına kadar böyIe bu…

Hepimizin bir kuyusu var eIbet. Enderine gömdüğümüz kaygıIarımızı, ihtirasIarımızı, tutkuIarımızı sakIayan, en mahrem sohbetIerimizi payIaştığımız, en cesur itirafIarımızı haykırdığımız bir kuyu, utandığımız anıIarımızın yatağı. EndişeIerimizin barınağı. KuyuIardan deIik deşik oImuş bir yoIda, düşe kaIka yürür gibi yaşıyoruz hayatı. Çukur çukur oImuş bir kaIpIe.

Benzer Konular
İlk yorumu sen yapmak ister misin

Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş bulunuyorsunuz. Daha fazla bilgi için tıklayınız